92

Ne de kendilerini bindirmen için sana geldikleri zaman:

"Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum” deyip de harcayacak bir şey bulamadıkları için gözleri yaş dökerek geri dönenler için de yol yoktur.

 (Ne de kendilerini bindirmen için sana gelenlere) bu da "duafa"ya ya da "elmuhsinin"e atıftır. Bunlar Ensâr'dan ağlayarak dönen şu yedi kimsedir: Makıl bin Yesar, Sahr bin Hansa, Abdullah bin Ka'b, Salim bin Umeyr, Salebe bin Ateme, Abdullah bin Muğaffel ve Uleyye bin Zeyd. Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e geldiler: Biz savaşa çıkmak için adak ettik, bizi ister ayağı yamalı develere ister nalı kırık atlara bindir, seninle beraber savaşacağız, dediler. Aleyhisselâm da: Bulamıyorum, dedi. Onlar da ağlayarak döndüler.

Şöyle de denilmiştir: Bunlar Mukarrin'in üç oğlu Makıl, Süveyd ve Numan'dır. Ebû Mûsa ve arkadaşlarıdır da denilmiştir. (Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum, demiştin) bu da "etevke"deki kaftan gizli kad ile hâl’dir.

"Tevellev” izâ'nın cevabıdır.

"Gözleri doluyor” akıyor "mineddem'i” yaştan yani gözlerinin yaşı akıyor. Çünkü "min” edâtı beyaniyedir, o mecrûru ile beraber temyiz olarak mahallen mensûbtur. Bu yefidu dem'uha (yaş boşânıyor) ifadesinden daha etkilidir. Çünkü gözün taşan yaş kesildiğini göstermektedir.

"Hazenen” mef’ûlün leh yahut hâl olarak mensûbtur ya da mâkablinin gösterdiği bir fiilin mastarıdır.

"Ella yecidu” liella yecidu demektir ki,

"hazen"ene yahut "tefidu"ya bağlıdır.

"Harcayacak bir şey bulamadıkları için” gazalarında.

92 ﴿