5Dedi: Ey oğulcuğum, rüyanı kardeşlerine anlatma; sonra sana bir tuzak kurallar. Şüphesiz şeytan, insan için apaçık bir düşmandır. (Ey oğulcuğum dedi) büneyye ibn'nin tasgiridir, şefkatinden veya yaşının küçüklüğünden böyle demiştir. Çünkü on iki yaşında idi. Hafs burada ve Saffat'ta ye'nin fethi ile (büneyye) okumuştur. "Rüyanı kardeşlerine anlatma; sonra sana tuzak kurarlar” seni helâk etmek için hile yaparlar. Ya'kûb aleyhisselâm rüyadan Allahü teâlâ'nın onu peygamberlik için seçeceğini ve kardeşlerinin üzerine çıkaracağını anladı; o sebeple haset etmelerinden ve saldırmalarından korktu. Rü'ya rü'yet gibidir, ancak o uykuda görülen şeye mahsustur. Aralarında tenis tesi ile fark yapılmıştır, Meselâ kurbet ve kurba gibi. O (rüya) da hayal gücünün ufuklarından hiss-i müştereke (sağduyuya) inen suretin yansımasıdır. Bu da nefsin melekut ile temasından olur, çünkü aralarında ilişki vardır. Nefis beden idaresinden azıcık ayrıldığı zaman içindeki şeyleri orada meydana gelen manalardan en uygunu ile şekillendirir. Sonra da hayal gücü onu münasip bir görüntü ile aktarır, onu sağduyuya ulaştırır, o da görünür hâle gelir. Sonra eğer o mana ile münasebeti sıkı ise, öyle ki, aralarındaki fark küllî ve cüzî seviyesinde ise rüyanın tabire ihtiyacı kalmaz, yoksa kalır. Kendi başına mütaddi olan "kâde"nin lâm ile geçişli kılınması faale manasını içerdiği içindir. Te'kit için onunla geçişli kılınır. Bunun içindir ki, mastarla te'kit edilmiş ve: "Şüphesiz şeytan, insan için apaçık bir düşmandır” kavli ile gerekçesi gösterilmiştir. Düşmanlığı meydandadır, nitekim Âdem aleyhisselâm ile Havva'ya da yapmıştı. Onları kandırmaktan ve onları kıskanmaktan geri durmaz, sonunda onları hileye götürür. |
﴾ 5 ﴿