15Onu götürüp de kuyunun dibine atmaya karar verince (bunu gerçekleştirdiler). Biz de ona: Yemin olsun ki, bu yaptıklarını farkında değillerken onlara haber vereceksin, diye vahyettik. "Onu götürüp de kuyunun dibine atmaya karar verince” onu içine atmağa karar verince, demektir. Bu kuyu Beytülmukaddes'inkuyusudur yahut Ürdün toprağında bir kuyudur yahut Mısır ile Medyen arasında yahut Ya'kûb'un kaldığı yere üç fersah uzaklıkta bir kuyu idi. "Lemmâ"nın cevabı mahzûftur, ona eziyet ettiler demektir. Rivâyete göre onu kıra götürünce ona işkence etmeye ve vurmağa başladılar, neredeyse onu öldüreceklerdi. O da bağırıyor ve feryat ediyordu. Yahuda: Onu öldürmeyeceğinize bana söz vermiştiniz, dedi. Onu kuyuya getirdiler, içine sarkıttılar. Kenarından tuttu, bu sefer de ellerini bağladılar, gömleğini soydular. Çünkü ona kan bulaştırmak ve babalarını kandırmak istiyorlardı. O da: Kardeşlerim, gömleğimi bana verin, avret yerimi örteceğim, dedi. Onlar da: On bir yıldıza ve aya ve güneşe yalvar, seni giydirsinler ve sana can yoldaşı olsun, dediler. Yûsuf kuyunun yarısına ulaşınca, onu içine attılar. Kuyuda su vardı, içine düştü. Sonra içindeki bir kayaya gitti, kalktı, ağlamaya başladı. Cebrâîl vahiy getirdi, nitekim "biz de ona vahyettik” buyurmuştur. Yûsuf o zaman on yedi yaşında idi. Genç ergen olduğu da söylenmiştir, ona küçükken vahyedildi, tıpkı Yahya ile Îsa'ya o yaşlarda edildiği gibi. Kasas'ta şöyle denilmiştir: İbrâhîm aleyhisselâm ateşe atıldığı zaman elbisesi soyuldu; ona Cebrâîl cennet ipeklerinden bir elbise getirdi, ona giydirdi. İbrâhîm de onu İshak'a, İshak da Ya'kûb'a verdi, Ya'kûb da onu muska yapıp Yûsuf'un boynuna astı. Cebrâîl de onu çıkarıp Yûsuf'a giydirdi. "Yemin olsun onlara bu yaptıklarını haber vereceksin” bunu onlara anlatacaksın. "Onlar farkında değillerken". Senin Yûsuf olduğunu bilmeden. Çünkü o zaman şânın çok yücelmiş olacak; kafalarından silindiği ve aradan insanı ve hâlini değiştirecek uzun zaman geçtiği için fark edemeyeceklerdir. Bu da Mısırda onlara, zahire için geldikleri; onları tanıyıp da onların da tanımadığı zaman olacaktır. Onu rahatlatmak ve gönlünü hoş etmek için onu böyle müjdeledi. Şöyle de denilmiştir: "Farkında değillerken” kavli "evhayna"ya bağlıdır yani onlar farkında değillerken onu vahiy ile dinlendirdik demektir. |
﴾ 15 ﴿