19

 Bir kervan geldi. Sucularını gönderdiler. Kovasını kuyuya sarkıttı: Hey müjde, işte bir çocuk, dedi! Onu ticaret malı olarak sakladılar. Allah onların yaptıklarını pekiyi bilendir.

 (Bir kervan geldi) Medyen'den Mısır'a giden bir ticaret kafilesi geldi, bunlar kuyuya yakın bir yere konakladılar. Bu da kuyuya atılmasından üç gün sonra idi.

"Sucularını gönderdiler” su temin eden sakalarını, ismi da Mâlik bin Zu'r el - Huzai idi "kovasını kuyuya sarkıttı” kuyuya saldı, su doldurmak için; Yûsuf ona tutundu. Onu görünce:

"Hey müjde, işte bir çocuk, dedi!” kendine veya kervancılara müjde vermek için bağırdı. Sanki: Ey müjde gel, şimdi senin vaktindir, dedi! Büşra'nın bir arkadaşının ismi olduğu, Yûsuf'u kuyudan çıkarmak için yardıma çağırdığı da söylenmiştir. Kûfe'lilerin dışındakiler izafetle "ya büşraye” okumuşlardır. İdgam ile "ya büşreyye” de okunmuştur. Bu da lügattir, sükûn ile vakf niyetine büşray da okunmuştur.

"Onu sakladılar” sucu yahut arkadaşları, diğer yolculardan.

Şöyle de denilmiştir: Onun durumunu gizlediler, onlara: Bunu onların adına Mısır'da satmak üzere bize suyun sahipleri verdiler, dediler. Eserruhu'daki zamirin Yûsuf'un kardeşlerine gittiği de söylenmiştir. Çünkü Yahuda ona her gün yemek getiriyordu. O gün de geldi onu orada bulamadı. Kardeşlerine haber verdiler, onlar da yolculara geldiler: Bu bizim kölemizdir, kaçtı, dediler. Onlar da satın aldılar. Yûsuf da öldürürler korkusu ile sesini çıkarmadı. (Ticaret malı olarak) hâl olmak üzere mensûbtur yani onu ticari eşya olarak sakladılar. Bidaat bud'dan türemiştir, çünkü o da ticaret için ayrılan maldır.

"Allah onların yaptıklarını pekiyi bilendir” sırları ona saklı değildir ya da Yûsuf un kardeşlerinin babalarına ve ona yaptığı saklı değildir.

19 ﴿