23Onun (Yûsuf'un) evinde bulunduğu kadın, ondan murat almak istedi, kapıları sıkıca kapattı: "Haydi gel” dedi! O da: Allah'a sığınırım! Şüphesiz o, benim efendimdir. Konumumu güzel yaptı (bana iyi baktı). Şüphesiz zâlimler iflâh olmazlar, dedi. (Onun, evinde bulunduğu kadın, ondan murat almak istedi) ondan kendisiyle olmasını arzu etti. Bu, rade yerudu fiilinden gelir ki, bir şeyi istemek için gelip gitmektir, raid (gözcü) de bundandır. "Kapıları sıkıca kapattı” bunun yedi kapı olduğu söylenmiştir. Şedde teksir ya da sıkı kapatmak içindir. (Haydi gel, dedi) yani gel, çabuk ol yahut hazırladım, dedi. Heyte kelimesi her iki mülahazaya göre de ism-i fiildir, eyne gibi feth üzere mebnidir, lâm da açıklama içindir (sana söylüyorum) tıpkı: Sükyan lek kavlinde olduğu gibi. İbn Kesîr onu haysü'ye benzeterek zam ile (heytü) okumuştur. Nâfi' ile İbn Âmir de feth ile ve he'nin kesri ile iyta gibi hiyte okumuşlardır. Bu da lügattir. Ceyri gibi heyti de okunmuştur, ci'tü gibi "hi'tü” de okunmuştur ki, hae yehiü'den gelir, hazırlanmak manasınadır. "Heyi'tü” de okunmuştur ki, bu durumda lâm ona bağlı olur. "Allah'a sığınırım! Şüphesiz ki, efendim bana iyi baktı, dedi". Efendim Kıtfir bana iyi baktı, sana da bunu tenbih etti. Bunun mükâfatı ailesine hainlik etmem mi olmalıdır? "İnnehu” zamirinin Allahü teâlâ'ya râci olduğu da söylenmiştir ki, o benim yaradanımdır, beni efendime sevdirmekle bana iyilik etti; ben de ona isyan edemem, demektir. "Zâlimler iflâh olmazlar” iyiliği kötülükle karşılayanlar iflâh olmazlar. Zina edenler de denilmiştir; çünkü zina, zina eden için de karşı taraf için de zulümdür. |
﴾ 23 ﴿