36

Zindana onunla beraber iki genç girdi. Biri: Ben rüyamda kendimi şarap sıkarken görüyorum, dedi. Ötekisi de: Ben de başımın üstünde ekmek taşıdığımı; ondan kuşların yediğini görüyorum. Bize bunların tabirini haber ver. Şüphesiz biz, seni iyilik edenlerden görüyoruz, dedi.

"Zindana onunla beraber iki genç girdi” yani Yûsuf girerken tesadüfen o anda iki kişi daha girdi. Bunlar Kral’ın sakisi ile aşçısı idi. Kralı zehirleme ithamı ile girmişlerdi.

"Biri dedi” yani sâki "ben. rüyamda kendimi görüyorum” bu da geçmişin hikayesidir,

"şarap sıkarken görüyorum” yani üzüm sıkarken demektir, ileride şarap olacağı mülahazası ile böyle buyurmuştur.

"Ötekisi de dedi” yani aşçı "ben de başımın üstünde ekmek taşıdığımı; ondan kuşların yediğini görüyorum” gagaladığını görüyorum.

"Bize bunların tabirini haber ver. Şüphesiz biz, seni iyilik edenlerden görüyoruz” rüya tabirini iyi bilenlerden yahut bilginlerden. Bunu demeleri şunun içindir; çünkü onun zindandakilere vaaz verdiğini ve rüyalarını tabir ettiğini görmüşlerdi.

Ya da iyilik edenlerden demektir ki, eğer biliyorsan rüyamızı tabir etmekle bize iyilik et, dediler.

36 ﴿