66Mûsa ona: "Sana öğretilen yol gösterici bilgiden bana da öğ retmen için sana tâbi olayım mı, dedi? "Mûsa ona: Bana öğretmen için sana tâbi olayım mı, dedi?” bana öğretmen şartı ile (alâ en tüallimeni), bu da kaftan hâl yerinde dir. "Sana öğretilen yol gösterici ilimden” doğru ilim ki, hayra isabet eden demektir. Basralı iki kurra iki fetha ile (reşeden) okumuşlardır. Bunlar da buhl ve bahal gibi iki lügattir. O da "tüallimeni"nin mef'ûlüdür, "ullimte"nin mef'ûlu da hazf edilen ait zamiridir. İkisi de bir mef'ûl alan alime fiilinden dönüşmüştür. "Ettebiüke"nin illeti ya da gizli fî ilinin mastarı olması da câizdir. Başkasından dinde şart olmayan bir şeyi öğrenmesi de onun peygamberliğine aykırı değildir. Çünkü peygamberin, gönderildiği kimselerden dinin aslı ve fer'i ile ilgili şeylerde onlardan daha bilgili olması istenir, yoksa her şeyde değil. Mûsa da bu hususta tevâzu ve edebe riayet etti; kendini câhil yerine koydu, ona tâbi olması için izin istedi ve ondan kendisini irşat etmesini ve Allah’ın ona özel olarak verdiği ilimden öğretmekle ihsanda bulunmasını istedi. |
﴾ 66 ﴿