77İkisi gittiler. Nihayet bir şehir halkına gelip halkından yi yecek istediler. Onlar da o ikisini misafir etmekten çekindiler. İki si orada yıkılmak isteyen bir duvar buldular. Hızır onu doğrulttu. Mûsa: Eğer isteseydin buna karşı bir ücret alırdın, dedi. "İkisi gittiler. Nihayet bir şehir halkına geldiler” Antakya denil miştir, Basra'nın Übelle'si de denilmiştir. Ermenistan da denilmiştir. "Halkından yiyecek istediler, onlar da o ikisini misafir etmekten çe kindiler". Edafehu'dan yudiyfuhuma da okunmuştur ki, dafehu konuk olmaktır, edafehu da konuk almaktır. Bu terkibin aslı meyil manası nadır, dafes sehmü anilğaradı denir ki, ok hedeften sapmaktır. "İkisi orada yıkılmak isteyen bir duvar buldular” düşmeye yaklaşmış de mektir. Yaklaşma durumuna istiare yolu ile düşme manası verilmiş tir, nitekim istemek ve karar vermek manası da verilmiştir. Şâir şöyle demiştir: Mızrak Ebû Bera'nın göğsünü istiyor; Akil oğullarının kanlarından ise geri çekiliyor. Biri de şöyle demiştir: Bir zaman ki, sevgilim Cümül'le beni birleştiriyor; O iyilik etmek isteyen bir zamandır. İnkadda, infaale veznindedir, kadattuhu deyiminden gelir ki, kır maktır. İnkıdadut tayri velkevakibi de kuşun ve yıldızın süzülmesidir, ya da ifalle veznindendir ki, o da nakd'dan (yıkmaktan) gelir. Enyunkada ve sad ile en yunkasa da okunmuştur, bu da inkasatis sinnü'den gelir ki, diş uzunluğuna çatlamaktır. "Onu doğrulttu” tamir ederek ya hut ona destek dayayarak. Eliyle sıvazlayarak doğrulttu da denilmiştir. Yıkıp yeniden yaptığı da söylenmiştir. "Mûsa: Eğer isteseydin buna karşı bir ücret alırdın, dedi” akşam yemeği temin etmek için onu üc red almaya teşvik etmek istedi ya da fuzuli iş yaptığını söylemek istedi. Çünkü lev edatında az da olsa olumsuzluk manası vardır. Sanki azık tan mahrum kalıp da ihtiyaç duydukları ve lüzumsuz bir şeyle meşgul olduğu için kendine sahip olamamıştır. İtteahze ifteale veznindedir, tehize'den gelir, tıpkı ittebea'nın tebia'dan geldiği gibi. Basra ekolüne göre ehaze'den değildir. İbn Kesîr ile Basralı iki kurra letehizte oku muşlardır leehazte demektir. İbn Kesîr, Ya'kûb ve Hafs idgamsız, diğer leri ise idgamlı okumuşlardır. |
﴾ 77 ﴿