2

 Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değ nek vurun. Allah'ın dininde onlara karşı sizi bir acıma tutmasın, eğer Allah'a ve âhiret gününe îman ediyorsanız. Cezalarına mü'min lerden bir grup şâhit olsun.

"Ez-zaniyetü vez-zaniy” yani fima faradna yahut fima enzelna hükmühüma (farz ettiğimiz yahut indirdiğimiz şeyler arasında bu ikisinin hükmü vardır, her birine yüzer değnek vurun) demektir o da celde, dayak cezasıdır.

Bu ikisinin mübtedâ olarak Merfû' olması da câizdir, haber ise "feclidu külle vahidetin"dir. Fe de haber cümlesinin şart manasını içermesindendir, çünkü lâm ellezi manasınadır. Zahirin tefsir ettiği bir fiil gizleyerek nasb ile "ez-zaniyete vez-zaniye” de okunmuştur. Bu, emirden dolayı sureten'i nasb ile okumaktan daha güzeldir. Ye'siz olarak vez-zani de okunmuştur.

Zina eden kadının önce zikredilmesi zinanın genellikle kadının erkeğe yanaşması ve kendini ona arz etmesiyle olmasındandır, bir de zinanın kötülüğü kadına nis petle kendini daha çok gösterir. Celd de cild'e yani deriye vurmaktır. Bu, muhsan olmayana hâs bir hükümdür. Çünkü delille sâbit oldu ğu üzere muhsan'ın haddi / cezası recm'dir.

Şâfiî buna hür için bir yıl sürgünü de ilave etmiştir, çünkü Efendimiz aleyhisselâm; Bekar bekarla zina ederse yüz değnek vurulur ve bir yıl sürgün edilir, buyurmuştur. Âyette bunu def edecek bir şey lmadığı için birinin diğerini makbul veya merdut şekilde neshi söz konusu değildir. Şâfiî'nin köle hakkında üç görüşü vardır. İhsan; hürriyet, buluğ, akıl ve sahih nikahla duhul ile gerçekleşir.

Hanefiler Müslüman olmayı da ilave etmişlerdir ki, bu, Efendimizin iki Yahûdîyi recm etmesiyle reddedilmiştir.

"Kim Allah'a şirk koşarsa muhsan değildir” hadisi bununla çelişmez; zira muhsandan maksat ona karşılık Müslümanın kısas edildiği kimsedir.

"Allah'ın dininde onlara karşı sizi bir acıma tutmasın” Allah'ın taatında ve haddini tatbik etmede, acıyıp da onu işlevsiz bırakmayın, onda tole rans göstermeyin. Bunun içindir ki, aleyhis-salâtü ves-selâm Efendimiz: Eğer Muhammed'in kızı Fatıma hırsızlık etse idi, onun da elini keserdim, demiştir.

İbn Kesîr hemzenin fethi ile (reefetün) okumuştur. Med ile feâlet vezninde reâfet de okunmuştur.

"Eğer Allah'a ve âhiret gününe îman ediyorsanız” çünkü îman Allah'a itâat hususunda ciddi yet, had ve hükümlerini tatbik etmede gayret ister. Bu da taâta teşvik kabilindendir.

"Cezalarına mü'minlerden bir grup şâhit olsun” daha çok caydırmak için. Çünkü teşhir işkenceden daha çok önleyicidir. Âyette geçen Tâife bir şeyin etrafını sarabilecek kalabalık demektir. En azı üç kişidir. Bir veya iki kişi olduğu da söylenmiştir. Maksat teşhiri gerçekleştirmektir.

2 ﴿