16

 Onlar için orada ne dilerlerse vardır. Orada ebedî kalıcılar. Bu, Rabbinin üzerine sorumlu bir vaat oldu.

"Onlar için orada ne dilerlerse vardır” diledikleri nimetler. Belki de her Tâife kendi rütbesiyle mütenasip şey isteyecek, başkasını istemeyecektir, çünkü zahirden anlaşıldığına göre düşük rütbeli kimse istese de kâmilin derecesine yetişemez. Bunda bütün muratlara ancak cennette nâil olunacağına dikkat çekilmiştir. (Orada ebedî kalıcılar olarak) bu da üç zamirden birine hâl’dir. (Bu, Rabbinin üzerine sorumlu bir vaat oldu) kâne'deki zamir istedikleri şeye râcidir, vaat de vaat olunan şeydir yani bu, istenmeyi ve arzu edilmeyi değen bir vattır, demektir yahut insanların dualarında istedikleri şeydir, çünkü "Rabbimiz, peygamberlerine vaat ettiğin şeyi bize ver” (Âl-i İmran: 194) buyurmuştur.

Ya da meleklerdir ki, Rabbimiz, onları vaat ettiğin cennetlere girdir, derler. Alâ harf-i cerindeki vücup manası Allahü teâlâ’nın vaadinde dönme olmadığını göstermek içindir. Bundan vaadi mutlaka yerine getirmesi de lâzım gelmez (Allah mecbur değildir). Çünkü vaat edilen şeye irâdenin taalluku yerine getirmeyi icap eden vaatten öncedir.

16 ﴿