21

Bize kavuşmayı ummayanlar:

"Üzerimize melekler indirilmeli yahut Rabbimizi görmeli değil miydik?” dediler. Yemin olsun, gerçekten içlerinde bir kibir tasladılar ve büyük bir azgınlıkla azdılar.

"Bize kavuşmayı ummayanlar, dediler” hayırla kavuşmayı ummayanlar demektir, çünkü yeniden dirilmeyi inkâr etmişlerdir ya da bize kötülükle kavuşmayı ummayanlar demektir ki, bu da Tiharae lehçesidir. Burada geçen lika'nın aslı bir şeye ulaşmaktır, rü'yet (görme) de bundandır, çünkü o da görülen şeye varmaktır. Bundan maksat da Allah'ın vereceği karşılığa ulaşmaktır, bundan birinciye göre görmeyi murat etmek de mümkündür.

"Üzerimize melekler indirilmeli değil miydi?” indirilmeli idi de bize Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem'in doğruluğunu haber vermeli değil miydi? Bize peygamber olmaları için de denilmiştir.

"

Yahut Rabbimizi görmeli değil miydik?” bize onu tasdik etmemizi ve ona tâbi olmamızı emrederdi.

"Yemin olsun, gerçekten içlerinde bir kibir tasladılar” yani kendi nefisleri hakkında demektir, öyle ki, onlar için ancak bazı peygamberlerin en mükemmel vakitlerde nâil olduğu şeyi düşündüler. Bunu ve bundan daha büyüğünü istiyorlar.

"Azgınlaştılar” zulümde haddi aştılar "büyük bir azgınlıkla” onun en yüksek derecesine ulaştılar, öyle ki, ezici mu'cizeleri gördüler de onlardan yüz çevirdiler. Pis nefisleri için kutsal nefislere bile kapalı olan şeyleri umdular. Lekad'deki lâm mahzûf kasemin cevabıdır. Böylesi cümle ile yeni söze başlamada güzellik vardır ve kibir ve taşkınlıklarına şaşma îması vardır. Tıpkı şu beyitte olduğu gibi:

Cessas'ın komşu kadınının dişi devesine karşılık öldürdük,

Küleybi; bedel olarak Küleyb'in öldürüldüğü deve ne pahalıdır!

21 ﴿