3

 Onlardan önce nice nesiller helâk ettik de feryat ettiler. Hâlbuki kaçma zamanı değildi.

"Onlardan önce nice nesiller helâk ettik” gurur ve anlaşmazlık için küfürlerinden dolayı onlara tehdittir "feryat ettiler” yalvarmak yahut tevbe etmek veyahut istiğfar etmekle (hâlbuki kaçma zamanı değildi) yani leysel hiynü hiyne menasın demektir. leyse'ye benzeyen 'dır, te'kit içine üzerine te'nis te'si ziyade kılınmıştır, nitekim rübbe ve sümme'de de ilave edilmiştir. Hep zaman ifade eden lâfızlarla birlikte kullanılır, iki mamulünden biri hazf edilmiştir. Onun cinsi nefy eden olduğu da söylenmiştir ki,la hiyne menasın demek olur. Nefyin fiil için olduğu, nasbin da fiilin gizlenmesi ile olduğu da söylemiştir yani era hiyne menas'ın (kaçacak zaman görmüyorum) demek olur. Ref ile (hiynü) de okunmuştur ki, 'nın ismi yahut mübteda olur, haberi de mahzûf olur yani leyse hiynü menasın hiynen lehüm ya da hiynü menasın kainün lehüm demektir. Kesr ile (hiyni) de okunmuştur, Meselâ şu beyitte olduğu gibi:

Bizden sulh istediler, zaman sulh zamanı değilken

Biz de düşmanı bırakacak zaman değildir diye cevap verdik.

Bu da ya late zaman lâfızlarını cer ettiğindendir, Meselâ levlanın zamirleri cer ettiği gibi: Levlake hazel amü lem ahcüc (sen olmasaydın bu sene hac etmezdim) gibi ya da evan (vakit) kelimesi iz zarfına benzetilmiştir, çünkü o izafetten kesilmiştir, zira aslı evane sulhin demektir. Sonra menas da ona (evan'e) hamledildi (öyle sayıldı), zarfın muzâf olduğu lâfız da zarfın yerine konulduğu için. Çünkü aralarında birlik vardır. Zira aslı hiyne menasıhim demektir. Sonra hiyn mebni kılındı, çünkü mebniye muzâftır. Lati ceyri gibi kesr ile de okunmuştur. Kûfeliler isim gibi onun üzerinde he ile dururlar (lah), Basralılar fiiller gibi te ile dururlar (lat).

Şöyle de denilmiştir: Te hiyne'ye zâit kılınmıştır, çünkü Ana Mushaf'ta (Hazret-i Osman'ın Mushaf'ında) bitişiktir, Mushaf hattı kıyas dışıdır, öyle şey görülmemiştir, denemez. Esas ona itibar etmek lâzımdır, ancak hususi delille aksi ispat edilen hariçtir. Bir de şu şiirde hiyne'ye te ilâve edilmiştir:

Şefkatli kimse kalmamışken onlar şefkatlilerdir (tehiynü),

Yediren kimse kalmamışken onlar yedirenlerdir.

Menas da kurtulacak zaman demektir, bu da nâsahu yenusuhu deyiminden gelir ki, elinden kaçıp kurtulmaktır.

3 ﴿