2

 Gerçekten biz insanı karışık meniden yarattık. Onu deniyoruz. Onu işiten ve gören laldık.

"Gerçekten biz insanı meniden yarattık” yahut Âdem'i demektir. Önce yaratılmasını açıkladı, sonra da evlatlarının yaratümasını zikretti.

"Emşacin” ahlatin (karışık) demektir. Emşac, meşec'in çoğuludur ya da meşîc'in çoğuldur ki, meşectüş şey'eden gelir, karıştırmak manasınadır. Nutfeyi emşac ile nitelemiştir, çünkü nutfeden maksat erkeğin menisi ile kadının menisidir. Çünkü onlardan her biri incelik, kıvam ve özellikte diğerinden farklıdır. Bunun içindir ki, her birinin parçası bir organın maddesi olur.

Şöyle de denilmiştir: Emşac tekildir, tıpkı a'şar (kırık) ve ekyaş (ipliği iki kat kumaş) gibi. Emşac renkli manasınadır da denilmiştir. Çünkü erkeğin suyu beyaz, kadının suyu sarıdır. İkisi karışınca yeşil olur.

Ya da emşac dönem manasınadır; çünkü meni önce alaka, sonra bir çiğnem et olur, sonra da çocuğun yaratılışı tamamlanır. (Onu deniyoruz) yani onu deneyerek yahut denemek isteyerek ya da onu bir hâlden başka hâle geçirerek demektir. Bunun için de istiare yolu ile iptila (deneme) kullanılmıştır.

"Onu işiten ve gören kıldık” delilleri müşahede etme ve âyetleri dinleme imkânı bulsun diye. Bu (işitir ve görür olması) denemenin sonucu gibidir, bunun içindir ki, emşac ile kayıtlı fiile fe ile atıf yapmış ve arkasından şöyle buyurmuştur:

2 ﴿