93 / DUHÂ SÛRESİMekke'de inmiştir. 11 âyettir. 1Yemin olsun, kuşluğa, "Yemin olsun, kuşluğa” güneşin yükselme vaktine, Özellikle bunun seçilmesi gündüzün onda kuvvetlenmesindendir ya da Mûsa aleyhisselâm onda Rabbi ile konuşmuş ve sihirbazlar secdeye kapanmışlardır yahut da gündüze yemin olsun demektir. Allahü teâlâ'nın: "Azabımızın onlara kuşluk vakti gelmesinden emin mi oldular?” (Araf: 98) kavli de bunu destekler, çünkü kuşluk beyât (gece) karşılığında kullanılmıştır. 2Sakinleştiği zaman geceye ki, "Sakinleştiği zaman geceye ki,” halk sakinleştiği zaman demektir ya da karanlığı koyulaştığı zaman demektir. Bu da secel bahrü deyiminden gelir ki, denizin dalgaları sakinleşmektir. Geçen sûrede gecenin başa alınması, aslın böyle olmasındandır. Burada ise gündüzün başa alınması, şerefli olması bakımındandır. 3Rabbin seni terk etmedi de (sana) danlmadı da. "Rabbin seni terk etmedi” vedalaşan kimse gibi seni bırakmadı. Şeddesiz olarak vedeake de okunmuştur ki, terk etmek manasınadır, bu da kasemin cevabıdır. "Sana darılmadı da” buğz etmedi de, mef’ûlün hazf edilmesi daha önce zikredilmesinden dolayı ihtiyaç kalmamasından ve âyet sonlarının tutması içindir. Rivâyete göre vahiy birkaç gün gecikti, çünkü inşallah dememiştir, nitekim Kehf sûresinde geçmiştir ya da yüzsüzlük eden bir dilenciyi azarlamıştı yahut sedirinin altında bir köpek yavrusu ölüsü vardı veyahut başka bir sebepten dolayı kesilmişti. Müşrikler: Muhammed'i Rabbi terk etti, dediler. Âyet de onları reddetmek için indi. 4Elbette âhiret (son) senin için ilkten (dünyadan) daha hayırlıdır. "Elbette âhiret senin için ilkten daha hayırlıdır". Çünkü o bakidir, kusursuzdur; bu ise fanidir, zararlarla doludur. Sanki kusurdan uzak Rabbi ona vahyi sürdüreceğini ve dünyada ona ikram edeceğini açıklayınca, âhirette bundan daha üstün ve daha değerli şeyleri vaat etmiştir. Ya da işinin sonu başından daha hayırlıdır, demektir. Çünkü sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem yücelik ve mükemmellik mertebelerinde durmadan yükselmektedir. 5Elbette ileride sana verecek Rabbin, sen de râzı olacaksın. "Elbette ileride sana verecek Rabbin, sen de râzı olacaksın". Bu da ona verdiği kemale eren bir nefis, işinin aydınlığa kavuşması, dinin yücelmesi gibi verdiği ve kendinden başkasının bilemeyip de ileride vermeyi vaat ettiği şeyleri içine alan bir vaattir. Lesevfe'deki lâm iptida içindir, mübteda hazf edildikten sonra haberin başına gelmiştir, takdiri: Vele-ente sevfe yu'tîke demektir. Lâm kasem için değildir; çünkü o muzârinin başına ancak te'kit nûn'u ile birlikte geçer. Lâmin sevfe ile birleşmesi,rgisinin hikmet gereği gecikse de mutlaka olacağı içindir. 6Seni yetim bulup da barındırmadı mı? "Seni yetim bulup da barındırmadı mı?” Bu da verdiği nimetleri saymaya başlamasıdır ve şuna da dikkat çekmektedir ki, ona geçmişte verdiği gibi, gecikse de gelecekte de ihsan edecektir. "Yecidke” de vücut kökünden gelmektedir, bilmek manasınadır, yetimen de onun ikinci mef'ûlüdür ya da rastlamak manasmadır, yetimen de hâl’dir. 7Seni kaybolmuş bulup da doğru yola iletmedi mi? "Seni kaybolmuş bulup da” hikmet ve ahkâm ilimlerinden kaybolmuş bulup da "doğru yola hidâyet etmedi mi?” sana vahiy, ilham ve ileri görüşe muvaffak kılmakla öğretmedi mi? Şöyle de denilmiştir: Seni yolunu kaybetmiş bulmadı mı? Hani Ebû Talip seni Şâm'a götürmüştü (sen de yolunu kaybetmiştin) ya da süt annen Hâlime seni sütten kesmişti de dedene iade etmek için getirirken yolunu kaybetmiştin; işte seni amcana ve dedene iade etmekle doğru yola iletmedi mi? 8Seni fakir bulup da zengin etmedi mi? "Seni fakir bulup da” aile sâhibi fakir bulup da "zengin etmedi mi?” Sana ticaretinde kâr ettirmekle. 9Yetime gelince, onu ezme! "Yetime gelince, onu ezme!” zayıflığından dolayı malına el koyma. Kaf ile felâ tekher de okunmuştur ki, ona surat asma demektir. 10Dilenciye gelince, onu azarlama! "Dilenciye gelince, onu azarlama!” Onu kovma. 11Amma Rabbinin nimetini durmadan anlat. "Amma Rabbinin nimetini durmadan anlat” çünkü onu anlatmak şükürdür. Şöyle de denilmiştir: Nimetten maksat peygamberliktir, onu anlatmaktan maksat da tebliğ etmektir. Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'den: Kim Duha sûresini okursa, Allah onu Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem'in şefaat etmesine râzı olduğu kimselerden kılar ve ona her yetim ve dilencinin on misli kadar iyilik yazar. |
﴾ 0 ﴿