94 / İNŞİRÂH (ŞERH) SÛRESİMekke'de inmiştir. 8 âyettir. 1Senin için göğsünü açmadık mı? "Senin göğsünü açmadık mı?” genişletip de hakka yalvaracak ve halkı davet edecek şekilde genişletmedik mi, demektir. Bu sebeple o (Peygamber aleyhis-salâtü ves-selâm) Hakka niyaz etmekle insanlardan gâip, davet itibarı ile de aralarında hazır idi. Ya da içine hikmetier koymak ve ondan cahilliğin darlığını gidermekle genişletmedik mi? Yahut sana zor gelmişken vahiy almayı sana kolaylaştırmadık mı? Bunun şu olaya işâret olduğu da söylenmiştir: Rivâyete göre Cebrâîl aleyhisselâm Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e çocukluğunda yahut miraç öncesinde geldi; kalbini çıkarıp yıkadı. Sonra da onu îman ve ilimle doldurdu. Belki bu (göğsün genişletilmesi) geçenlere benzeyen şeylere işarettir. İstifhamın manası da göğsün genişleme inkârını reddir, bu da olumluyu mübalağa etmek içindir (gerçekten göğsü genişletilmiştir). Bunun içindir ki: 2Senden yükünü attık. Âyetin tefsiri için bak:3 3O ki, sırtına ağır gelmişti (beni kırmıştı). "Senden yükünü attık” ağır yükünü "o ki, sırtına ağır gelmişti” kavlini onun üzerine atfetmiştir. O ağır yük ki, belini kırılma durumuna getirmişti. Enkada ağır yükün altında zorlanmaktır. Ağır yük de Peygamber olarak gönderilmeden önce aşırı davranışlarıdır yahut hikmeti ve şer'î hükümleri bilmemektir veyahut şaşkınlıktır veyahut vahyi (zor) almadır veyahut kavminin sapıklıklarını gördüğü hâlde onları irşattan aciz kalmaktır yahut onları îmana davet ederken küfürde inatları ve kendisine eziyette mütecaviz davranmalarıdır. 4Senin şânını yücelttik. "Senin şânını yücelttik” peygamberiik ve başka şeylerle, hem de nasıl yücelttik; Meselâ kelime-i şahadette adını Allah'ın ismi ile birleştirmesi, ona itâati Allah'a itâat sayması, meleklerle beraber ona rahmet okuması, mü'minlere de bunu emretmesi ve ona lâkapları ile hitap etmesi (Ey Resûl, Ey Nebi) gibi. 5Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır. "Gerçekten zorlukla beraber vardır” Meselâ göğsün daralması, beli kıracak ağır yük ve kavminin sapıklık ve eziyetleri gibi "kolaylık vardır” Meselâ göğsün açılması, yükün atılması, hidâyet ve taatta başarı gibi. Öyle ise seni üzecek bir şey lduğu zaman Allah'ın rahmetinden ümit kesme. Yüsren şeklinde nekire olması o kolaylığı büyütmek içindir. İnne me’a ifadesindeki birliktelikten kast edilen, zorluğun arkasından kolaylığın mubalâgalı şeldlde gelmesidir ve neredeyse aralarına bir şeyin girmemesidir (zorlukla kolaylık ikiz kardeşler gibidir). 6Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır. "Gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır” bu da birincisini tekittir yahut (te'kit değil) yeni söz başı ve şunu vaat etmektedir ki, zorluğun arkasından kolaylık gelir, Meselâ âhiret sevabı gibi. Meselâ: Oruçlunun iki sevinci vardır: Bir iftar anındaki sevinci, bir de Rabbine kavuştuğu andaki sevinci sözünde olduğu gibi. Aleyhis-salâtü ves-selâm Efendimizin: Hiçbir zaman iki zorluk bir kolaylığı mağlup edemez, sözü de bu kabildendir. Çünkü el’usr (zorluk) lâfzı marifedir, o sebeple birden çok değildir, lâm da ister aht isterse cins için olsun öyledir. Yüsr ise nekiredir; bu sebeple ikincisi ile birincisinden başka biri murat edilmek ihtimal dâhilindedir. 7Boşaldığın zaman hemen yorul. "Boş kaldığın zaman” tebliğden "hemen yorul” ibâdette yorul. Bunu da sana verdiğimiz geçmiş nimetlere ve gelecekte vereceğimiz nimetlere şükür olarak yap. Şöyle de denilmiştir: Gazadan boşaldığın zaman ibâdette yorul yahut namazdan boşaldığın vakit duada yorul. 8Sadece Rabbine rağbet et! "Sadece Rabbine rağbet et” ondan istemekle, başkasından isteme. Çünkü arzunu tek başına yerine getirecek olan odur. Ferağğib şeklinde de okunmuştur ki, insanları ondan sevap istemeye teşvik et, özendir, demektir. Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'den: Kim Elem-neşrah leke sûresini okursa, ben üzgünken bana gelmiş ve beni neşelendirmiş gibi olur. |
﴾ 0 ﴿