49

Ve onu sabîlik devresinde ya da bulûğdan sonra İsrâîloğulları'na peygamber kılacaktır. Ve Cebrâîl (aleyhisselâm) Meryem'in elbisesinin yakasından içeri üfledi. İşte bu, Meryem sûresinde zikredilen Meryem'in o halini anlatan şeydir. Sonra Allahü Telâlâ onu Beni İsrâîl'e yolladığında Îsa (aleyhisselâm) onlara dedi ki: “Ben size gönderilmiş olan Allah'ın bir peygamberiyim “ (şununla gönderildim ki:) Ben size muhakkak bir âyet doğruluğumun üzerine delâlet eden bir alâmet ile Rabbiniz tarafından geldim. “ O âyet muhakkak ki, ben sizin için çamurdan kuş hey'eti gibi onun sûretinin benzeri bir şey yaratırım şekillendiririm. Sonra ona üfürürüm. O da Allah'ın izniyle O’nun iradesiyle hemen kuş oluverir. Onlar için bir yarasa yaratmıştı. Çünkü yarasa yaratılış cihetinden kuşların en kâmilidir. O hemen uçuverirdi. Ve onlar da onu seyredip dururlardı. Onların gözlerinden kaybolduğunda ise ölü olarak yere düşerdi. Ve ekmeh olanı doğuştan kör olanı ve alaca hastalığa yakalananı iyileştiririm şifâ veririm. Âyette bu iki rahatsızlık özel olarak zikrolundu. Çünkü onlar iyileşmesi mümkün olmayan rahatsızlıklardandır,

Allah (celle celâlühü), Îsa (aleyhisselâm)'ı, tıb ilminin gözde olduğu bir zamanda göndermiştir. Kendisi îman etmeleri şartı ile dua ederek bir gün içinde tam bir kişiyi iyileştirmiştir. Ve Allah'ın izniyle ölüleri de diriltirim. Îsa (aleyhisselâm) ” Bi-iznillâh “sözünü kendisinde vehmedilecek olunan ilâhlık zannını kaldırmak için tekrar etti. Arkadaşı olan Azer'i, bir ihtiyarın oğlunu ve on yaşında bir kız çocuğunu diriltti. Birçok seneler yaşadılar ve çocukları bile olmuştur. Ayrıca Nûh'un oğlu Sam'ı da diriltti. O ise çok az bir ân yaşayıp hemen öldü. Ve sizlere yediğiniz şeyleri ve evlerinizde hiç görmediğim azık olarak sakladığınız, bir kenara yığdığınız şeyleri haber veririm. Îsa (aleyhisselâm), herhangi biri kimseye, yemiş olduğu ve henüz yiyecek olduğu şeyleri haber verirdi. Muhakkak ki, bu zikredilende sizin için âyetler vardır. Eğer mü'minler iseniz.

Bir kırâatta ”erme ” harfinin başındaki hemze, (cümlenin) istinâfiye olmasından dolayı kesrayla okundu.

“kehey'eti ”ndeki Kâf, (Ehluku fiili için) mef’ûldür.

Bir kırâatta” Tayran” lâfzı Tâiran diye de okundu.

49 ﴿