16

Sizden, erkeklerinizden onu zina fuhşunu ya da livâtayı yapanların ikisine gelince, onların her ikisine de (yargılama neticesinde) dövmekle, sopalarla dövmekle bir eziyet veriniz. Eğer ondan tevbe ederler ve amellerini düzeltirlerse onlardan vazgeçiniz, onlara eziyet vermeyiniz, Şüphe yok ki, Allahü teâlâ tevbe edenin tevbesini çok kabul edendir, ona çok acıyıcıdır.

Ellezâni lâfzı nunun tahfifiyle okunduğu gibi şeddelenmesiyle de ”ellezânni “ diye de okundu.

Bu âyeti kerîme, eğer “ fahişe “ile zina murad olunmuşsa, hadle nesholunmuştur. Yine aynı şekilde eğer “ fahişe “ile murad, livâta olursa İmâm-ı Şâfı'nin ındinde nesholunmuştur. (Çünkü ona göre livâta yapan da recm olunur.) Lakin onun ındinde kendisine livâta yaptıran kişi recm olunmaz. Her ne kadar evli olsa bile. Bilâkis sopa vurulur ve sürgün edilir.

 “fahişe ” lâfzından livatanın murad olunduğu (onu yapanlara dönen) zamirin tesniye kılınması sebebiyle daha zâhirdir. (Fahişeden murad zinadır diyen) ilk cemâat, “Allah zinâkâr erkekle kadını murad etti. “ dedi. Bunların bu sözünü o iki kişiye dönen zamirin erkeklerin zamiri (olan” küm ”e) bitişik olan“ min“ harfi cerri ile beyan edilmesi ve o ikisinin eziyette, tevbede ve (tevbeden sonra onlara eziyet yapılmasından) vazgeçilmesi hususunda müşterek olmaları reddetmektedir. Bu zikredilen eziyet, tevbe ve eziyetten vazgeçilmesi de geride kadınlar için hapis cezası geçtiğinden dolayı sadece erkeklere âittir.

16 ﴿