3

Sizlere ölü eti onu yemek, kan, damardan fışkırmış olanı (hayvanlarda olduğu gibi), domuz eti, Allah'ın isminin gayrısı üzere kesilmekle Allah'dan başkasının namına boğazlanan hayvan, munhanika, boğulmakla ölen hayvan, mevkûze, vurulmakla öldürülen hayvan, mütereddiye yüksekten aşağıya düşüp ölen hayvan, nadîhâ başka bir hayvanın onu boynuzlayıp öldürdüğü hayvan ve ondan canavar yemiş, daha ölmeden kestiğiniz, zikredilen hayvanlardan kendisinde ruh olana yetişip onu boğazladığınız müstesna ve dikili taşların ismi üzere boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla (Zülem; demir ucu ve tırtığı olmayan küçük kumar okudur. Bu oklar yedi tane olup Kabe'nin hizmetçisinin yanında bulunurdu. Ve okların da üzerlerinde yazılar vardı. İnsanlar o okların hükmüne tâbi olurlardı. Eğer ok onlara bir şeyi emrederse hemen o emre uyarlar eğer onları bir şeyden menederse hemen ondan geri dururlardı), kısmet istemeniz, kısmet ve hüküm talep etmeniz haram kılınmıştır. Bunlar birer fısıktır Tâattan dışarı çıkmaktır.

Nusub lâfzı Nisâb'ın cemisidir. Nusub putlara denir.

Ezlâm, zâ'nın fethası ve zammesi, lamın da fethasıyla beraber zelem ya da zülem lâfzının cemisidir.

Bu âyet veda haccı senesi, arefe günü nâzil oldu. Bugün kâfirler sizin dininizden, bu dinin kuvvetini gördükleri zaman sizin irtidadınızı arzu etmelerinden sonra artık sizin dinden dönmenizden yeise düşmüşlerdi. Artık onlardan korkmayınız, benden korkunuz. Bugün sizin için dininizi, onun hükümlerini ve farzlarını tamam eyledim. Bundan sonra ne bir haram ne de bir helâl nâzil olmayacaktır. Ve sizin üzerinize nimetimi, o dini ikmâl etmekle (denildi ki, “ emin olduğunuz hâlde Mekke'ye girmekle “) tamamladım. Ve sizin için din olarak İslâmiyet'e râzı oldum, seçtim.

Her kim son derece açlık halinde, kendisine haram kılınan bir şeyi yemeye çaresiz kalırsa ve günaha, masiyete meyil edici olmaksızın onu yerse şüphe yok ki, Allahü teâlâ onun için yediği şeyi bağışlayıcıdır. Ona onu mubah kılmak hususunda da ona acıyıcıdır.

 (Bu şeyler mubah kılınması hususunda) günaha mail olan onunla alâkalanan (meselâ yol kesen ve âsi olan gibi) âyette zikredilen kişinin hilâfınadır. Çünkü onun için yemek helâl değildir.

3 ﴿