17-İSRÂ SÛRESİ

Mekke’de nâzil olup 111 âyettir.

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismi ile başlarım.

1

Gecenin bir bölümünde, kendisine âyetlerimizden kudretimizin hayret-i mucip yönlerinden bir kısmını gösterelim diye kulunu Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'i Mescid-i Harâmdan Mekke'den çevresini meyvalar ile nehirlerle mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya Beyt-i Makdis'e-Mescid'i Harâmdan uzak olması sebebiyle “Aksa “ (uzak) adını almıştır- götüren Allah, noksan sıfatlardan sübhandır münezzehtir. Çünkü ziyadesiyle işiten ve hakkıyla gören Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in söz ve davranışını bilen O'dur.

Âyet-i kerîme'de geçen “ Leylen”lafz-ı celil-i zarfiyet üzere mansubtur. “ İsra “ geceleyin yürütmektir. Ayrıca”leylen” kelimesinin zikredilmesinin faidesi bu kelimenin nekre olarak getirilmesi ile “İsra “ müddetinin azlığına işarettir. Zira Hz. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) diğer peygamberlerle bir araya gelmesinden, semaya yükseltilmesinden, Melekût âleminin aldatmaz güzelliklerini görmesinden ve Allah-u teâlâ ile münacaatından oluşan bir İsra nimetine mazhar kılındı.

Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: ” Bana Burak getirildi. Bu merkepten küçük katırdan büyük beyaz bir hayvandı. Ayağını gözünün gittiği en son noktaya koyarak yol alıyordu. Ben bu hayvana bindim ve beni alıp götürdü. Nihayet Beyt-i Makdis'e vardım ve hayvanımı, peygamberlerin hayvanlarını bağladıkları halkaya bağladım. Sonra Mescid-i Aksa'ya girdim ve orada iki rekât namaz kıldım. Sonra buradan çıkıverdim. Bu sırada Cibrîl bana bir kâse şarap ile bir kâse süt getirdi. Ben sütü tercih ettim Cibrîl:

-” fıtrat'a isabet ettin“ dedi. Sonra dünya semasına yükseldim, Cibrîl, kapının açılmasını istedi.

 “sen kimsin? “ denildi

“ Cibrîl“ dedi.

“Beraberindeki kim? ” denildi.

 “Muhammed“ dedi

 “Ona miraç daveti gönderildi mi? ” denildi.

-” gönderildi “ dedi. Derken kapımız açıldı. Kendimi Âdem (aleyhisselâm)'ın yanında buldum. Beni hoş geldin etti ve bana hayır duada bulundu. Sonra ikinci semaya yükseltildim. Cibrîl kapıyı çaldı.

 “sen kimsin? Denildi.

“ Cibrîl“ dedi.

“Beraberindeki kim? ” denildi.

 “Muhammed'dir“ dedi.

 “Ona miraç daveti gönderildi mi? ” denildi,

-”Evet gönderildi “ dedi. Kapımız açıldı. Kendimi teyze oğulları Yahya ve Îsa (aleyhisselâm)'ın yanında buldum. Bana hoş geldin ettiler ve bana hayır duada bulundular. Sonra üçüncü kat semaya yükseltildik. Cibrîl kapıyı çaldı.

 “sen kimsin? ” denildi.

“ Cibrîl'im“ dedi.

-” Beraberindeki kim? ” denildi.

 “Muhammed'dir“ dedi

“kendisine miraç daveti gönderildi mi? ” denildi.

-”Evet ona miraç daveti gönderildi “ dedi. Kapımız açıldı ve kendimi Yusuf (aleyhisselâm)'ın yanında buldum. Gördüm ki Yusuf Peygambere güzelliğin yarısı bahşedilmiş. O da bana hoş geldin etti ve bana hayır duada bulundu. Sonra dördüncü kat semaya yükseltildik Cibrîl kapının açılmasını istedi.

 “sen kimsin? ” denildi

“ Cibrîl'im“ dedi.

“yanındaki kim? ” denildi

 “Muhammed'dir“ dedi.

 “Ona miraç daveti indirildi mi? ” denildi.

-”Evet ona miraç daveti indirildi “ dedi. Bunun üzerine kapı bize açıldı ve kendimi İdris (aleyhisselâm)'ın yanında buldum. O da bana hoş geldin etti ve bana hayır duada bulundu. Sonra beşinci kat semaya yükseltildik. Cibrîl kapıyı çaldı.

 “sen kimsin? ” denildi,

“Ben Cibrîl'im“ dedi,

“Beraberindeki kimdir? ” denildi.

 “Muhammed'dir“ dedi.

 “Ona miraç davetiyesi gönderildi mi? ” denildi.

-”Evet ona miraç davetiyesi gönderildi “ dedi. Derken kapımız açıldı ve kendimi Harun (aleyhisselâm)'ın yanında buldum. O da bana hoş geldin etti ve bana hayır duada bulundu. Sonra altıncı kat semaya yükseltildik Cibrîl kapıyı çaldı.

 “sen kimsin? ” denildi.

“ Cibrîl'im“ dedi

“Beraberindeki kimdir? ” denildi.

 “Muhammed'dir“ dedi.

 “Ona miraç davetiyesi gönderildi mi? ” denildi.

-”Evet gönderildi “ dedi. Derken kapımız açıldı. Kendimi Mûsa (aleyhisselâm)'ın yanında buldum O da bana hoş geldin etti ve bana hayır duada bulundu. Sonra yedinci kat semaya yükseltildik. Cibrîl kapıyı çaldı.

 “sen kimsin? ” denildi.

“ Cibrîl'im“ dedi.

“Beraberindeki kim? ” denildi,

 “Muhammed'dir“ dedi.

 “O'na miraç davetiyesi gönderildi mi? ” denildi.

-”Evet, ona miraç davetiyesi gönderildi “ dedi. Derken kapımız açıldı. Kendimi İbrâhîm (aleyhisselâm) in yanında buldum. Beyt-i Mamur’a yaslanmış bir hâlde idi. Burada Beyt-i Mamur'a her gün yetmiş bin meleğin girdiğini ve bunların bir daha geri dönmediklerini gördüm. Sonra Sidretü'l-Münteha'ya götürüldüm. Bunun yaprakları, Filkulakları gibi meyvaları da testiler gibiydi. Ne zaman Allah'ın emrinden onu (Sidretu l-Münteha'yı) kaplayan şey kapladıysa, birden değişiverdi. Öyle ki, Allahü teâlâ'nın yarattıklarından hiç kimse onun güzelliğini anlatmaya güç yetiremez. Resul-u Ekrem devamla buyurdular ki: “Ve Allah bana vahyedeceğini etti ve bana her gün ve gecede elli vakit olmak üzere namazı farz kıldı. Buradan geri indim. Hazret-i Mûsa (a s,)'a vardığımda bana:

 “Rabbin ümmetine neyi farz kıldı? ” diye sordu.

 “ her gün ve gecede elli vakit namaz “ dedim.

-“Rabbine dön ve O'ndan hafifletmesini taleb et! Zira senin ümmetin buna güç yetiremez. Ben İsrâîloğullarını imtihan ettim ve onları denedim“ dedi. Resul-ü Ekrem şöyle devam etti: Ben de Rabbime döndüm ve ” ey Rabbim! Ümmetimden hafiflet“ dedim. Bunun üzerine Rabbim benden beş vakit namaz indirdi. Sonra Hazret-i Mûsa (aleyhisselâm)'a geri döndüm Bana:

 “Ne yaptın? ” dedi.

 “Rabbim benden beş vakit indirdi “ dedim.

 “senin ümmetinin buna gücü yetmez, Rabbine dön ve O'ndan ümmetin için hafifletmesini taleb et“ dedi. Rasûlüllah şöyle devam etti: ” Böylece Rabbim ile Hazret-i Mûsa arasında gidip gelmeye devam ettim. Rabbim her defasında benden beşer, beşer indiriyordu. Nihayet (beşe kadar indirince bana) şöyle buyurdu:

“ ey Muhammed! Tamamı, her gün ve gecede kılınacak beş vakit namaz! Her namazın karşılığı ondur. Böylece elli vakit namaz eder. Her kim bir iyilik murad eder de onu yapamazsa, kendisi için bir hasene yazılır. Şayet onu yaparsa kendisine on hasene yazarım. Her kim de bir kötülük murad edip onu yapmazsa bu, ona yazılmaz. Şayet onu yaparsa kendisine bir kötülük yazılır. “ Bunun üzerine geri indim. Nihayet Hazret-i Mûsa (aleyhisselâm)'a vardım ve ona olanları haber verdim. Hazret-i Mûsa:

 “Rabbine dön ve O'ndan-ümmetin için hafifletme taleb et. Zira senin ümmetin buna güç yetiremez “ dedi. Buna mukabil ben de:

-”sürekli Rabbime döndüm. Nihayet O'ndan utandım“ dedim. “ Buharî ve Müslim rivâyet etmişlerdir. Ancak buradaki metin, Müslim'e aittir. Hakîm’in el-Müstedrek adlı eserinde İbn Abbâs'tan rivÂyet-ine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: ” Ben, İzzet ve Celâl sâhibi olan Rabbimi gördüm “. Yüce Allah şöyle buyuruyor:

1 ﴿