80 - ABESE SÛRESİRahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle başlarım. 1Âyetin tefsiri için bak:2 2Peygamber âmâ Abdullah b. Ümm-i Mektum kendisine geldi diye yüzünü ekşitip çevirdi. Resûlüllah müslüman olmalarına çok düşkün olup, müslüman olmalarını ümit ettiği Kureyş’in ileri gelenlerinden bazıları ile meşgul iken Ümm-i Mektum gelip, bu işten haberi olmadan“ Allah'ın sana öğrettiğinden bana öğret“ diye seslenerek Resûlüllah’ın sözünü kesince, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) evine doğru yöneldi. Bunun üzerine inen bu âyetteuyarıldı. Bu uyarıâyetleri indikten sonra, âmâ Resûlüllah'a geldiğinde, ona” kendisinden dolayı Rabbimin beni uyardığı kimseye merhaba!“ der ve ridasını ona yayardı. 3Ne bilirsin belki o senden duyduğu şeyler ile günahlardan temizlenecekti. Âyet-i kerîme’de geçen “yezzekka “ fiilinde asıl ta za'ya idgam edilmiştir. 4Yahut öğüt alacaktı da senden duymuş olduğu bu öğüt kendisine fayda verecekti. Âyet-i kerîme’de geçen 'Yezzekkerü' fiilinde aslında ta zal'a idgam edilmiştir. Bir kırâatte ” Tenfeu“ fiili tereccinin cevabı olarak Mensûb okunmuştur. 5Ama malı ile kendini müstağni gören adama gelince, 6Sen onu karşına alıyor (sözüne kulak verip) ona yöneliyorsun. Âyet-i kerîme’de geçen “ Tesedda “ filili bir kırâatta ikinci ta harfini sat'a idgam etmek suretiyle sad’ın şeddesiyle okunmuştur. 7Onun temizlenmemesinden müslüman olmamasından senin sorumluluğun yok! 8Amma sana koşarak gelen kimse Âyet-i kerîme’de geçen “yes'a “ “ cae “filinin failinden hâl düşmektedir. 9O Allah'tan korktuğu hâlde ; O da âmâ olan kimsedir. Âyet-i kerîme’de geçen “Vehuve-Yehşa “yes'a fiilindeki fail'den hâl'dir. 10 Sen ondan (yüz çevirip başkası ile) oyalanıyorsun. Âyet-i kerîme’de geçen “ Telehha “ fiilinde asıl olan diğer ta hazfedilmiştir. 11Sakın bir daha böyle yapma. Çünkü o bu sûre veya bu âyetler insanlar için bir öğüttür. 12İsteyen bunları belleyip ondan öğüt alır. 13Âyetin tefsiri için bak:14 14O Allah nezdinde çok şerefli, semada yüksek tutulmuş, şeytanların el sürmesinden tenzih edilmiş tertemiz sahifelerdedir. Âyet-i kerîme’de geçen “fi suhuf“ “inne ”nin ikinci haberi olup, kendinden önce geçen cümle mu'terize cümlesidir. 15Âyetin tefsiri için bak:16 16Kıymetli, yüce Allah'a itâat eden, Levh-ı Mahfûz'dan alıp onları yazan kâtiplerin elleriyle (yazılmıştır. Bunlar da meleklerdir). 17Kahrolası kâfir insan! Ne nankör şeymiş, onu küfre sevk eden nedir? Buradaki istifham azarlama ifade etmektedir. 18Onu yaratan hangi şeyden yarattı? Buradaki istifham takrîr içindir. 19Sonra, neden yarattığını kendisi açıklayarak şöyle buyurdu: “ Bir nutfeden! Onu yarattı da onu evvelâ kan pıhtısı, sonra bir çiğnem etten son yaratışına kadar biçimine koydu. 20Sonra ana rahminden çıkması için ona yolunu kolaylaştırdı. 21Sonra onu öldürüp kabre koydurdu, onu örtmek için kabre koydu. 22Sonra dilediği vakit, onu öldükten sonra tekrar diriltecek. 23Gerçek hakka ki, Rabbi ona emrettiği şeyleri yapmadı. 24Öyle ya, o insan (bir kere) ibret nazarıyla yediğine baksın. Kendisi için nasıl takdir edilmiş ve planlanıp tasarlanmıştır. 25Hakikat biz, o suyu buluttan bol bol döktük. 26Sonra toprağı bitki ile iyiden iyiye yardık. 27Bu suretle onda buğday ve arpa gibi dane (ler) bitirdik. 28Üzümler, taze yoncalar. 29Zeytinlikler, hurmalıklar. 30Sık ve bol ağaçlı bahçeler. 31Nice meyveler ve hayvanların otlamış olduğu çayırlar. Bir görüşe göre ” ebb “saman demektir. 32(Bütün bunlar) sizin ve davarlarınızın menfaati için veya faydalanma olarak. “ en’am “ın neler olduğu izahı önceki sûrede belirtilmiştir. 33Fakat kulakları sağır eden ikinci nefha geldiğinde, 34O gün kişi kardeşinden, 35Anasından, babasından, 36Karısından ve çocuklarından kaçacak. Âyet-i kerîme’de geçen “yevm“ “İza “ dan bedeldir. Âyetin devamı iza'nın cevabına delâlet ermektedir. 37O gün bunlardan herkesin kendine yeter başkasının durumuyla ilgilenmekten onu alıkoyacak bir işi vardır. Yani her biri kendi işiyle meşgul olacak. 38O gün yüzler vardır, parıldayıcıdır, 39Gülücüdür, sevinicidir. Bunlar mü'minlerdir. 40O gün yüzler de vardır, üzerleri tozlanmıştır. 41Onları bir karanlık ve siyahlık kaplar. 42İşte bunlar bu sıfat ve hallerde bulunacak olanlar kâfirler, facirlerdir. Yani küfür ile günahları bünyesinde toplamış olanlar bunlardır. |
﴾ 0 ﴿