90 - BELED SÛRESİ

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle başlarım.

1

Şubeldeye Mekke'ye yemin ederim.

Âyet-i kerîme’de geçen “ Lâm” zâittir.

2

Ey Resûlüm Muhammed! Sen bu beldeye helâlsin. Şöyle ki, bu belde sana helâl kılınacak ve orada savaşacaksın. Nitekim Allahü teâlâ bu va'adini Mekke'nin fetih gününde yerine getirmiştir.

Bu cümle, üzerine kasem edilenle, üzerine atfedilen arasında bulunan muterize cümlesidir.

3

Babaya Âdem'e de, doğana zürriyetine de,

Âyet-i kerîme’de geçen “ ma “ men mânâsında kullanılmıştır.

4

Biz insanı, insan cinsini hakikaten yorgunluk, sıkıntı ve meşakkat içinde olacak şekilde yarattık. Öyle ki, dünya musibetleri ve âhiret zorluklarının sıkıntılarına katlanacaktır.

5

O, Kureyş'in kuvvet şampiyonu olan Ebû'l-Eşed b. Kilde kuvvetine güvenerek kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor? Allah ona kadirdir.

Âyet-i kerîme’de geçen ”en ”enne'den tahfiflenmiş olup, ismi hazfedilmiştir. Yani ennehü.

6

“Ben, Muhammed'e düşmanlık uğrunda yığın yığın çok mal harcadım“ diyor.

7

O ne kadar harcama yaptığı hususunda kendisini kimsenin görmediği ve miktarını kendisinin bildiğinimi sanıyor? Allah onun miktarını bilendir. Oysa o, çokluğuyla övünülecek kısımdan değildir. Allah onu, bu kötü ameline karşı cezalandıracaktır.

8

Biz ona iki göz vermedikmi? Buradaki istifham ikrar içindir. Yani biz ona iki göz verdik.

9

Bir dil ile iki dudak.

10

Bir de ona, hayır ve şer olarak iki yol göstermedik açıklamadık mı?

11

Ama o, sarpyokuşa girişemedi. Onu aşıp geçemedi. O, sarp yokuşa hızlı bir şekilde girip onu aşsaydı ya!

12

Osarp yokuşun ne olduğunu sana hangi şey bildirdi?

Âyetteki istifham sarp yokuşun şanının büyüklüğünü ifade etmektedir. Bu cümle ise mu'terize cümlesidir.

13

Yüce Allah sarp geçidi aşmanın sebebini şu sözüyle açıkladı: (O) bir köle azat etmektir.

14

Yahut bir açlık gününde yemek yedirmektir.

15

Yakınlığı olan bir yetime,

16

Yahut topraklı fakirlikten dolayı toprağa sürünmüş bir yoksula.   

Âyet-i kerîme’de geçen “fekke ile Et'ame “ fiilleri bir kırâatte iki fiil yerine masdar ve merfû’ olarak okunmuşlardır. Birincisi “Rekebe “ye muzaaf, ikincisi ise tenvinlenmiştir. Buna göre “Akabe ” kelimesinden önce istifham takdir edilir. Bu şekildeki kırâat “Akabe'yi açıklamaktadır.

17

Bütün bunlardan sonra bu şahıs göğüs germe vaktinde, îman edip günahtan kaçırtıp tâat ve ibâdet uğrunda birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve halka karşı merhameti tavsiye edenlerden olmaktır.

Âyet-i kerîme’de geçen “ kane “ “ikteheme “ üzerine atfedilmiştir ”sunime “ise sıralamayı hatırlatmak içindir, (gecikme ifade etmemektedir)

18

İşte bu vasıflara sahip olanlar sağcılardır.

19

Âyetlerimize küfredenler ise, solcuların ta kendileridir.

20

Onların üzerinde kapıları sımsıkı kapalı bir ateş olacaktır.

Âyet-i kerîme’de geçen “ mu'sede ” hemze ve hemzenin yerine vav ile okunmuştur.

0 ﴿