36

"Nihayet şeytan onları yanılttı ve onları içinde bulundukları yerden çıkarttı.

Biz de onlara dedik ki:

- Kiminiz kiminize düşman olarak oradan inin. Belli bir süreye kadar yeryüzünde sizin için bir oturma ve yararlanma imkânı olacak!"

A- "Nihayet şeytan onları yanılttı..."

Şeytan, o ağaç sebebiyle onları yanılttı ve ayaklarını kaydırdı. Bunun bir benzeri,

"Ben bunu kendiliğimden yapmadım." mealindeki âyettir (ancak bu âyette o dış güç Rahmânî, burada ise "şeytanî"dir). Şeytan, onları yanılttı, cennetten attırdı veya uzaklaştırdı. Şeytan onları aşağıdaki âyetlerde açıklandığı gibi ebedî hayât ve sonu gelmez bir saltanat va'di ile kandırmıştır. Şöyle ki:

"Ey Âdem! Sana ebedilik ağacını ve sonu gelmeyen bir saltanatı göstereyim mi?"

"- Rabbiniz size bu ağacı iki melek veya sürekli kalıcılardan olursunuz diye yasakladı; dedi."

"Ve onlara:

- Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim, diye yemin etti."

Bu âyet-i kerîmelerden açıkça anlaşılıyor ki Âdem ve Havva cennete ebediyen orada kalmak üzere değil fakat bir iliram ve teşrif olsun diye geçici olarak yerleştirildi. Çünkü Âdem'e cennete yerleştirilmeden önce yeryüzünün hilâfeti verilmişti. Şeytanın,

"- Öyleyse çık oradan (cennet)! Sen artık kovulmuş birisin." meâlindeki ilâhî emre muhatab olduktan sonra Âdem ile Havva'ya nasıl ulaştığı konusunda farklı görüşler vardır. Şöyle ki:

1- Şeytana cennete girmek yasağı, Âdem ile Havva'ya sınanmak üzere vesvese vermesi için değil, fakat ılıram görmemesi içindi.

2- Şeytan, cennete girmedi fakat kapının yanında durup oradan Âdem ile Havva'ya seslendi.

3- Şeytan, bir hayvan suretinde cennete girdi ve cennet muhafızları (hâzin) ortu tanımadılar.

4- Şeytan, yılanın ağzında onunla beraber cennete girdi.

5- Şeytan bazı adamlarını gönderdi; onlar Âdem ile Havva'yı oradan kaydırdılar.

Gerçek ilim ise Allah katindadır (el-ı'lmü ı'nda'Hah), Onu tesbih ve takdis ederiz. (celle celâlühü)

B- "...Ve onları içinde bulundukları yerden çıkarttı."

Bu cümlede "cennet" kelimesinin sarih olarak geçmemesi ve onun yerine zamir kullanılması, onun büyüklüğünü (fehamet, azamet, celâlet) ve Âdem ile Havva'nın cennetle alâkalarını (mülâbeset) bildirmek içindir. Öyleki şeytan onları yanıltarak ve kandırarak içinde bulundukları o muazzam mekân ve nimetlerden yoksun kalmalarına sebep oldu.

C- "Biz de onlara dedik ki:

-Kiminiz kiminize düşman olarak oradan. Belli bir süreye kadar yeryüzünde sizin için bir oturma ve yararlanma imkânı olacak!"

Bu hitab Âdem ile Havva içindir. Nitekim, " (Allah) buyurdu ki:

-Kiminiz kiminize düşman olarak hepiniz oradan (cennetten) inin!" meâlindeki âyette de hitab açık olarak ikisinedir.

Hitabın ikisine olduğu hâlde çoğul kipinin kullanılması ve "eemîan — hepiniz" buyrulması, Âdem ile Havva'nın bütün insanlığın ask olmasındandır. .

Bir başka görüşe göre çoğul, Âdem île Havva yılan ve İblis içindir. Çünkü İblis, vesvese vermek için ve hırsızlar gibi gizlice cennete giriyordu, Sonra ikinci kez cennetten çıkarıldı ve gökten indirildi,

"Kiminiz kiminize düşman olarak" ifadesi bir kısınınız diğ gayreti ile ona düşman kesilerek, demektir.

Onlara indirilmiş oldukları bu yeryüzünde ölümlerine kadar oturma ve yeryüzü nimetlerinden yararlanma imkânı verilmiştir. Ancak amaç, muhatabların her ferdinin dünyada barınması ve yaşaması ise, belirtildiği gibi bu süre ölüme kadardır. Eğer bazı fertlerin şahsında insanlığın barınması ve yaşaması ise bunun nihayeti kıyamettir.

36 ﴿