84

"Hatırlayın o zamanı ki sizin mîsakınızı almıştık:

Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz;

Sizden bir kısınını yurtlarından çikarmiyacaksinız.

Sonra siz de bunları ikrar ettiniz. Zaten siz de şahitlik edersiniz."

A- "Hatırlayın o zamanı ki sizin mîsakınızı almıştık:"

Buradaki hitab, daha önce belirtilen iki şeyden birini üstün sayma (tağlîb) yolu ile bütün Yahudilere müteveccıhdir. Bu âyet, Yahudilerin, kul hukukuna (hukuku 1-ı'bad) dâir kendilerinden alınan ahdin icablarını (mevacibü'l-mîsak) ihlal ettiklerini açıklamaktadır. Amaç yasaklara (nehyedilenler / menhiyyat) riayeti sağlamaktır. Daha önce de Allah'ın hukukuna (hukuku'llah) ve diğer haklara dâir Yahudilerden alınan mîsaka karşı ne yaptıkları anlatılmıştı. Aslında bunlar birer emirdi. Çünkü açıkça anlaşıldığı gibi Allah'tan (celle celâlühü) başkasına tapmayı yasaklamaktan maksat, ibâdeti, yalnız Allah'a (celle celâlühü) tahsis etmek emrinden başka bir şey değildir.

B- "Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz; Sizden bir kısınını yurtlarından çikarmiyacaksinız."

Bu da, öncekiler gibi nehyetme anlamında ihbar cümlesidir. Yine öncekiler gibi, mübalağa (mânâyı kuvvetle ifade) için bu yola gidilmiştir. Maksad,

İsrâiloğullarının birbirlerini öldürmelerine ve yuf darından sürgün etmelerine engel olmak ve bu fiilleri yasaklamaktır. "Nefislerinizin (enfüseküm) kanını dökmeyin ve nefislerinizi yurtlarından çıkarmayın" buyrulmasının sebebi, İsrâiloğulları arasındaki neseb ve din bağının varlığını göstermektir. Yasaklanan şeylerin (menhiyyat) insanın hoş görmediği ve insan tabiatının nefret ettiği bir şekilde tasvir edilmesi ise İsrâiloğullarını mîsak hukukuna daha ziyade riayete sevketmek amacına dönüktür.

Bir kavle göre bu âyetin tefsiri şöyledir:

Sizin de kısas olarak öldürülmenizi gerektirecek bir cinayete yaklaşmayın;

Sizin de kanlarınızın akıtılmasını ve yurtlarınızdan çıkarılmanızı haklı kılacak suçlar işlemeye kalkışmayın;

Sizi ebedî hayattan edecek, ebedî yurdunuz olan cennetten yoksun kılacak cinayetler işlemeyin. Çünkü gerçek kail ve gerçek sürgün budur.

Ancak bu ve benzeri tefsirlere, bu nazm-i celilin siyakı müsait değildir. Bizim söyledıklerimiz, âyetin kesin tefsiridir. Nitekim gelecek âyetlerden buna vakıf olacaksın.

C- "Sonra siz de bunları ikrar ettiniz. Zaten sız de şahitlik edersiniz.

Bu son iki cümle ikrarın tekididir (tevkîdü'l-ikrar). Bu ifade, "filân, nefsine karşı şahid olarak ikrar etti" kabilindendir.

Bir kavle göre de bu cümlenin anlamı:

"Sız ey hazır olanlar! Bugün kendi seleflerinizin bu mis akı ikrar ettiklerine şahitsiniz" demektir.

84 ﴿