94"(Resûlüm) de ki: - Eğer Allah katındaki âhiret yurdu başkaları için değil de yalnız size has ise haydi ölümü dileyin! Eğer sözlerinizde sâdıklar iseniz. Eğer Allah katındaki âhiret yurdu, yani cennet veya âhiret yurdunun nimetleri, sizin iddia ettiğiniz gibi, bütün insanlar için yahut Müslümanlar için değil de, sadece size mahsus ise -ki, Yahudî, yahut Hristiyan olmayan cennete asla giremeyecektir; iddiasını ileri sürmüşlerdi- haydi ölümü dileyin. Çünkü ölümden sonra cennete gideceğine kesin olarak inanan kimse, bir an önce bu felâket ve üzüntüler yurdu dünyadan kurtulmaya can atar. Özellikle de âhiret hayatı, kendilerine mahsus olduğu takdirde... Nitekim Hazret-i Ali (Kerremellahü vecheh) diyor ki: "- Ben mi ölümün üstüne düştüm, ölüm mü benim üstüme düştü, hiç aldırmam." Yine Ammar b. Yâsir (radıyallahü anh) de. Sıffin savaşında (Hazret-i Ali'nın (Kerremellahü Vecheh) yanında çarpışırken) şu şiiri söylemiştir: "Simdi dostlara kavuşacağım, Muhammed ve cemaatine kavuşacağım!" Huzeyfe b. el-Yeman da, (radıyallahü anh) daha önce de ölümü diliyordu; nihayet vefat etmek üzere iken şu şiiri söylemiştir: Bir dost, yoksul olarak geliyor; Bugüne pişman olan iflah olmasın! "Eğer sözlerinizde sâdıklar iseniz..." cümlesinin bir önceki âyette zikredildiği hâlde burada da tekrarlanması, ilzamı (haksızlığı isbat ile susturmayı) güçlendirmek ve anılan cevabın (haydi ölümü dileyin), şart cümlesine (eğer âhiret yurdu... yalnız size hâs ise) olan bağlılığına yalnız hakikat böyle olduğu için değil fakat onların iddiasına göre de böyle olduğuna dikkat çekmek içindir. Çünkü onlar bu iddiada bulunmuşlardı. |
﴾ 94 ﴿