98"Kim Allah'a, meleklerine, Resullerine, Cibril'e, Mikâil'e düşman ise bilsin ki Allah da kâfirlerin düşmanıdır." Cenâb-ı Allah'a düşmanlıktan maksad, inadına O'nun emirlerine muhalefet etmek ve büyüklük taslayarak itaatten çıkmak ya da Cenâb-ı Allah'ın has ve yakın kullarına düşmanlık etmektir. Buna göre "Kim Allah'a düşman ise..." buyrulmak suretiyle ism-i celâlin başta zikredilmesi, O'nun has ve yakın kullarının şânını tazim ve dostlarına adavetin O'na düşmanlık olduğunu bildirmek içindir. Nitekim Tevbe sûresinin 62, âyetinde: "Eğer onlar gerçekten mü'min iseler Allah'ı ve Resulünü râzı/hoşnud etmeleri daha doğru olur." buyrulur. Meleklik ve elçilik vasıfları öncekide Cebrâîl ve Mikâil'e şâmil iken onların diğerlerinden daha şerefli ve ayrı meleklermiş gibi yalnız ikisinin zikredilmesi, onların faziletlerini beyan amacına yöneliktir. Vasıftaki farklılık, cinsteki farklılık gibi kabul edilmiştir. Bundan başka bu iki meleğin ayrıca zikredilmesi Yahudilerin, bu melekler hakkındaki bâtıl inançlarını yok etmek ve o iki melekten birine düşman olmanın diğerine de düşman olmak demek olduğuna dikkat çekmek içindir. Zira Yahudiler, bu iki meleğin birbirine düşman olduklarını iddia ediyorlardı. Bu iki meleğin ayrıca ve tahsis en zikredilmesinin bir sebebi de onlardan birine düşmanlık etmenin hem küfrü hem de Allah'ın düşmanlığını mûcıb olduğudur. Onlardan birine düşmanlıkla hepsine düşmanlık arasında hiçbir fark yoktur. Onlara düşmanlık edene Allah da düşmanlık eder ve onları en şiddetli azab ile cezalandırır. Bu mânânın isim cümlesi ile ifade edilmesi bunun tahakkuk ve sebatına delâlet eder. Zamir ile ifadesi mümkün iken "kâfirin / kâfirler" kelimesinin aynen kullanılması onlardan birine düşmanlığın küfür olduğunu bir kez daha belirtmek ve bunun Allah'ın buğz ve azabını mûcib olduğunu bildirmek içindir. Mikâl kelimesi, Mikâil, Mikâîl, Mîkeil ve Mîkeîl olarak da okunmuştur. |
﴾ 98 ﴿