115"Doğu da batı da Allah'a aittir. Nereye, dönerseniz dönün Allah'ın yüzü oradadır. Şüphesiz ki Allah, Vâsi'dır, A'lîm'dir." A- "Doğu da batı da Allah'a aittir. Nereye dönerseniz dönün Allah'ın yüzü oradadır." Doğusu ve batısı ile bütün yeryüzü Allah'ındır. Mülkiyet, tasarruf ve ibâdet mekânı olarak hiçbir yerin özelliği yoktur (her yer Allah'ın mülküdür ve her yerde yapılan ibâdet geçerlidir). Bu itibarla: 1- Eğer Mescid-i Aksa veya Mescid-i Haram'da ibâdetten engellenirseniz, nerede olursa olsun yüzünüzü Kıble'ye döndüğünüzde Allah'ın emrettiği yön orasıdır. Çünkü Kıble'ye yönelmek, mescidler içinde bir mescide ve mekânlar içinde bir mekâna mahsus değildir. 2- Nerede Kıble'ye yönetirseniz, Allah'ın zâtı ve ilmî huzuru oradadır; O, her mekânda yapılan ibâdeti hakkıyla bilmekte ve o ibâdetinizin mükâfatını vermektedir. B- "Şüphesiz ki Allah Vâsi'dir, (rahmeti geniş) A'hnı'dir (her şeyi hakkıyla bilen)." Allah, kudreti ve rahmetiyle her şeyi kuşatmıştır. O, kulları için geniştik diler ve O, bütün her yerde kullarının yaptıklarını hakkıyla bilir. Bu âyetin nüzul sebebi hakkında rivâyetler muhteliftir: 1- Abdullah b. Ömer'e göre: "Bu âyet, yolcuların, binekleri sırtında yönleri ne olursa olsun- kıldıkları namaz hakkında nazil olmuştur." 2- Bu âyet, Kıble'yi doğru olarak tayin edememiş bir cemaat hakkında nazil olmuştur. Bunlar değişik istikametlere doğru namaz kılmışlar ve sabahleyin hepsinin de yanıldığı anlaşdmıştır. Buna göre, Kıble yönünü bulmaya çalışan bir kimsenin sonradan yanıldığı anlaşılırsa, kıldığı namazı iade etmesi gerekmez. 3- Bu âyet, Kıble'nin değiştirilmesine bir hazirlik ve alıştırma ve Cenâb-ı Allah'ı, belli bir yönde bulunmaktan tenzih için inmiştir. |
﴾ 115 ﴿