138"Allah'ın boyası... Kimin boyası Allah'ın boyasından daha güzeldir? Biz yalnız O'na kulluk ederiz." A- "Allah'ın boyası..." Bundan maksat, âyetlerde zikredilenlere lafzı ve mânâsiyle imân etmektir. Yani boya, bezleri, kumaşları kirlerden lekelerden temizleyip onu güzel renklerle süslediği ve beğeni kazandırdığı gibi, vasıflı bir imân da, mü'minleri küfrün kirlerinden temizler; onları güzellikleri ile süsler ve kalblerini nurlandırır. Bazılarına göre burada bir çağrışım (tedai) hasıl olması için kas den "sıbğa / boya" kelimesi kullanılmıştır. Zira Hristiyanlar, çocuklarını "Ma'mûdiye" dedikleri bir sarı suya (Baba, Oğul ve Ruhu'l-Kudüs adı ile) batırırlar ve bunun çocuklar için bir temizleme olduğunu ve bununla (vaftizle) Hristiyanlık hakkını kazandıklarını iddia ederler. İmân demek olan boyanın Allah'a izafe edilmesi, onun Yüce Allah'ın ism-i celiliyle irtibatlandırılmasi, ona şeref kazandırmak ve bir de, imânın ilâhî bir lütuf olduğunu, ilâhî inayet olmadan kulun kendi başına bunu tahsil edemeyeceğini bildirmek içindir. Bazılarına göre de, âyetin başında gizli bir, "- Bağlı kalın!" emri vardır. Bu, "- Allah'ın boyasına bağlı kalın!" demektir. Bu âyet; "Kuulû âmenna billahi (Ey mü'minler siz de) deyin ki Biz Allah'a imân ettik.." âyeti ile bağlantıkdır. Fakat aralarına "Fein âmenû bimisli mâ âmentüm / Eğer onlar da sizin imân ettiğiniz gibi imân ederlerse... Ve in tevellev / yok eğer ondan yüz çevirirlerse..." gibi cümlelerin girmesi, gerçek imânın o olduğunu, hidâyetin de ancak onunla mümkün olabileceğini belirtmek ve Peygamberi teselli etmek içindir. B- "Kimin boyası Allah'ın boyasından daha güzeldir" Allah'ın imân boyasından daha güzeli yoktur; O'nun imân boyası ve rengi her boyadan ve renkten daha güzeldir. Burada güzelliktekı üstünlük, hakiki güzelliği de, kâfirlerin iddiasına göre olan farazi güzelliği de kapsayan genel mânâda bir güzellik olduğundan, bu ifadeden, Allah'ın (celle celâlühü) boyasının dışında başkasının boyasının da kısmen güzel olabileceği anlamı çıkmaz. Bu cümle, ıtirazî (ara) cümlesi olup Allah'ın (celle celâlühü) boyasmdaki ferahlık ve sevinci açıklar. C- "Biz yalnız O'na kulluk ederiz." Biz ancak bu büyük nimeti bize bahşeden Allah'a, bu büyük nimet ile diğer nimetlerin şükrünün edası olarak tapmaktayız. Bu cümle, "Âmenna —" imân ettik..."cümlesine atıf olup onunla beraber "Kuulû / Deyiniz ki..." emrinin kapsamına dahildir. Ancak atıf olduğu cümle fiil cümlesi iken, bunun isim cümlesi olarak gelmesi, ibâdetin devamlılığını bildirmek içindir. Âyetin başında (Allah'ın boyasına bağlı kalın) teşvik emrinin gizli olduğunu söyleyenlere göre, bu cümle de, ona atıftır ve burada "deyiniz" emri gizlidir. Yani Allah'ın boyasına bağlı kalın ve deyiniz ki, biz ancak O'na tapmaktayız. Buna göre "Kimin boyası Allah'ın boyasından daha güzeldir?" cümlesi, O'nun boyasına bağlı kalmanın sebep ve gerekçesidir. |
﴾ 138 ﴿