155

"Andolsun ki Biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallarda, canlarda ve ürünlerde noksanlıkla mutlaka sınayacağız. (Resûlüm) sabredenleri müjdele!"

Âyette görüldüğü gibi "...bişey'in mine'l-havfı ve'l-cûi' biraz korku, biraz açlık..." buyrulmuştur. Çünkü Cenâb-ı Allah'ın onları koruduğu ve koruyacağı korku ve açlık, onların maruz kaldıklarından bin kat fazladır. Hattâ inatçı kâfirler için de bu böyledir.

Burada Müslümanların ileride karşılaşacakları sıkıntılar önceden gözler önüne serilmiştir. Bunun sebebi kendilerini bu sıkıntılara hazırlasınlar ve onların kendilerine haber verildiği gibi vukuunu gördüklerinde imânları daha da kuvvet kazansın ve bir de, bu sıkıntıların gehp geçici ve sonlarının ferah olduğunu bilsinler.

İmam Şafiî'den (radıyallahü anh) rivâyet olunduğuna göre:

"Bu âyetteki korkudan maksat Allah korkusu; açlık. Ramazan orucu; malların azaltılması zekât ve sadakalar; canların azaltılması hastalıklardır; meyvelerin (ürünlerin) azaltılması da küçük çocukların ölümüdür."

Peygamberimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) rivâyet olunduğuna göre:

"Bir kimsenin küçük çocuğu öldüğü zaman, Allah, meleklere:

- Benim o kulumun canını (canı kadar sevdiği yavrusunun canını) mı aldınız?" buyurur.

Melekler de:

"- Evet ya Rabbi!" derler. Allah :

"- O kulumun kalbinin meyvesini mi aldınız?" buyurur.

Melekler de:

"- Evet ya Rabbi!" derler. Allah :

"- Pekiyi, benim kulum ne dedi?" buyurur. Melekler de:

"- Ya Rabbi! Senin kulun Sana hamdetti ve

"Biz ancak Allah'a aidiz ve elbette O'na döneceğiz; dedi.

Allah da meleklere:

"Siz de cennette kulum için bir saray yapın ve ona da’Hamd Sarayı' adını verin; buyurur."

"Resûlüm, sabredenleri böylece müjdele!"

155 ﴿