157

"İşte Rabb'lerinden salât (bağışlama) ve rahmet onlar üzerinedir ve onlar hidâyete erenlerin ta kendileridir."

Salât, lûgatta duâ anlamındadır. Namaza salât denmesi de aslında duâ olmasındandır. Allah'ın kuluna salâti, onu af ve mağfiret etmesi ve ziyadesiyle ona merhamet etmesidir.

Sakıt'ın çoğul olarak kullanılması onun çokluğuna ve çeşitliliğine dikkat çekmek içindir.

Salât ile rahmetin bir arada zikredilmesi, mübalağa içindir. Nitekim bu iki kelime, Hadîd 57/27'de "Ra’feten ve Rahmeten", Bakara 2/128'de "Tevvabü'-Rahîm, "Nûr 24/20'de "Raûfün Rahîm", Haşr 59/10'da "Raûfün Rahîm" olarak bir arada zikredilir.

Uzakta bir şeye işaret için kullanılan "ülâike / İşte" kelimesi sabredenlerin mertebesinin çok yükseklerde olduğuna delâlet eder.

"...Rabbihim..." buyrulmak suretiyle Rabb'ın sabredenlerin yerini tutan zamire izafe edilmesi, onların fazlasıyla ilâhî inayete mazhar olduklarını bildirmek içindir.

Yani o üstün vasıfları taşıyan kimseler, bütün işlerinin yegâne sahibi olan ve kendilerini, layık oldukları kemale eriştiren Rablerinden bol bol mağfiret ve rahmet göreceklerdir.

Rivâyet olunduğuna göre Peygamber şöyle buyurmuştur:

Musîbete maruz kalan kimse, hakkıyla Allah'a rücû ederse, "Biz, ancak Allah'a âitiz ve elbette O'na döneceğiz" sırrına mazhar olursa Allah onun musibetini telâfi, eder; akıbetini güzel kılar ve onun yerine razı olacağı faydalı bir halef ihsan eder.

"Ülâike / İşte'nin burada da tekrar edilmesi, sabredenler hakkındaki ilâhî inÂyetin kemalini belirtmek içindir ya da daha önce belirtilen vasıflarından dolayı haiz oldukları mağfiret ve rahmet itibariyledir.

Birinciye göre onların hidâyetinden maksat mutlak olarak halûka ve doğruya hidâyettir. Bu takdirde bu cümle, önceki cümleyi açıklar niteliktedır. Yani halika ve doğruya hidâyet bulmuş olanlar, İşte onlar musibet ve zorluk anlarında Allah'a rücû ve teslimiyet gösterenlerdir.

İkinciye göre hidâyete erenler İşte o muradlarına nail olanlardır. Dinî ve dünyevî dilekleri gerçekleşmiş olanlar, işte bunlardır! Allah'ın merhamet ettiği ve rahmetine mazhar kıldığı kimseler, işte onlar istediklerine kavuşmuş olanlardır.

157 ﴿