170

"Müşriklere,

Allah'ın indirdiğine uyun! dendiği zaman onlar:

Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız!" dediler.

Ya ataları bir şey akdedememiş ve hidâyete ermemiş kimseler idiyseler?"

A- "Müşriklere, "- Allah'ın indirdiğine uyun! dendiği zaman onlar : Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız!" dediler."

Bundan önce müşriklere muhatab kipi ile hitab edilmişti. Şimdi bu âyette gaaib kipine dönülmesi, onların dalâletini tescil ve kötülüklerini kendilerine itiraf ettirmek içindir.

Onlara öğüt ve irşad olarak:

Allah'ın indirdiği Kitab'a uyun!" dendiği zaman onlar:

"- Hayır, biz ona uymayız; fakat atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız!" dediler. Burada iki görüş vardır. Şöyle ki:

Bu âyet müşrikler için indirilmiştir:

Müşriklere, Kur’ân'a ve Allah'ın (celle celâlühü) indirmiş olduğu diğer açık hüccet ve belgelere uymaları emredilince, onlar atalarını taldide yöneldiler ve âyette belirtilen o cevabı verdiler. Oysa hem atalarının hem de kendilerinin uyduğu veya üzerinde bulunduğu şeyler bir takım hurafelerden ibaretti.

Bu âyet Yahudiler için indirilmiştir: Peygamber Yahudileri İslâm'a çağırdı. Onlar:

"- Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız; çünkü onlar, bizden daha hayırlı ve daha bilgiliydi." dediler.

Allah'ın indirdiği, sadece Kur’ân değildir. Tevrat da Allah tarafından indirilmiştir. Bu beyân Tevrat'ı da kapsar ve Tevrat da İslâm'a davet eder.

B- "Ya ataları bir şey akledememiş ve hidâyete ermemiş kimseler idiyseler "

Bu ola, bir istinaf (makablinin devamı olmayan) cümlesi olup kâfirlerin o ahmakça söylemlerini reddetmek ve onların görüşlerinin bâtıl olduğunu açıklamak üzere Allah tarafından doğrudan onlar hedef alınarak ifâde buyurulmuştur.

İnkârı istifham, vâki olan bir şeyin reddi, takbihi ve yadırganması anlamını taşır. Böylece onların atalarının kendileri gibi akıllarını kullanamadıkları, iyi düşünemedikleri ve sonuçta da hidâyete eremedikleri beyân edilmiş oluyor.

170 ﴿