218"İman ve Allah yolunda hicret ve cihad edenler var ya; işte onlar Allah'ın rahmetini umarlar. Allah, bağışlaması boldur (Ğafûr) çok merhamet eden (Rahîm)dir." Bu âyet-i kerîme, yukarıda sözü geçen seriyye ashabı hakkında nazil olmuştur. Zira onlar hakkında "günahtan kurtulsalar, yaptıkları günah sayılmasa bile onlara sevap da yoktur" şeklinde bir zan vardı, işte bu âyet, o zannm yanlış olduğunu beyân buyurdu. Aynı kimseler kastedildiği hâlde "ellezîne — o kimseler ki.." kelimesınin tekrar edilmesi, İslâm yolunda yapılan hicret ve cihadın şânını yüceltmek içindir. Böylece ilâhî rahmeti umma konusunda sanki ikisi ayrı şeylermiş gibi ifâde edilmiştir. İşte o insanlar, Allah'ın (celle celâlühü) lûtfunu, mükâfatını umabilirler. Allah'ın (celle celâlühü) onlara kurtuluşu değil de kurtuluş umudunu va'detmesi, o mübarek zâtların, amellerinin ilâhî mükâfatı zorunlu olarak gerektirmediğini, o mükâfatların ilâhî bir lütuf olarak kendilerine ihsan edileceğini bildiklerini ifâde etmek içindir; yoksa onların kurtuluşunda bir şüphe olduğu için değildir. Allah (celle celâlühü), müfreze hâdisesinde olduğu gibi kullarından yanlışlıkla sâdır olan hatâları bağışlar, ecir ve mükâfatını da bol bol verir. |
﴾ 218 ﴿