257

"Allah, imân edenlerin velisidir. Onları karanlıktan nura çıkarır. İnkâr (küfr) edenlerin velîleri de tâğuttur. Onları nurdan karanlıklara çıkarır. İşte onlar cehennem yaranıdır. Onlar orada sürekli kalacaklardır."

A- "Allah, imân edenlerin velisidir."

Allah (celle celâlühü), imân edenlerin yardımcısı ya da işlerinin mütevellisıdir. İmân edenlerden murad, Allah'ın (celle celâlühü) ezelî ve ebedî ilminde hâlen veya gelecekte mücmel imânları sabit olan insanlardır.

B- "Onları karanlıktan nura çıkarır."

Bu cümle, Allah'ın mü'minlerc olan velÂyetini açıklar. Söz konusu karanlıklar, küfrün, günahların, şüphelerin karanlıklarıdır. Hattâ buradaki "zulümat" deyimi, istidlali (deki ile sonuç çıkarma) bilgilerin bazı mertebelerinde, kuvvetli ve açık bütün za'fiyet ve gizlilikleri kapsar.

Nûr ise, imânı, yakîn (kesin bilgi) mertebelerini gözle müşahedeyi ve nurun diğer bütün çeşitlerini ihtiva eder.

{Yakîn, üç mertebedir: ilme'l yakîn, ayne'l yakîn, hakke'l yakîn. Her akıl sahibi ölümün ne olduğunu bilir. Fakat bu bilgi ilme'l yakîn düzeyindedir. Son nefeste ölüm meleğini gördüğü zaman, bilgi ayne'l yakîn olur. Nihayet ölümü tattığı zaman, hakke'l yakîn hâline gelir.}

Allah (celle celâlühü) hidâyet ve tevfikiyle, mü'minlerin her birini, içine düştüğü karanlıktan onun aksi olan nura çıkarır. Nûr kelimesi tekil, karanlıklar ise çoğul olarak zikredilmiştir. Çünkü nûr, hakkı ifâde eder ve hak da tektir. Karanlık ise, dalâleti ifâde eder ve dalâletin de çok çeşitleri vardır.

C- "İnkâr (küfr) edenlerin velîleri de tâğuttur. (2/257)"

Allah'ın (celle celâlühü) ezelî ve ebedî ilminde küfürleri sabit olanlara gelince, onların velileri de şeytanlar ve hak yoldan saptıran diğer saptırıcılardır.

Kâfirlerle ilgili bu cümlede üslûbun bu şekilde değiştirilmiş olması, tâğutun, ism-i celil (Allah) karşısına konulmasından sakınılması, tâğuta olan isnadın tekrarı ile maksadın daha kuvvetli ifâdesi ve aynı zamanda iki fırka arasındaki ayrılığt imâ yoluyla belirtmek içindir.

Kâfirlerin velileri olan şeytanlar ve şeytanların yardımcıları olan diğer saptirıcilar, insanı vesvese ve iğva yollarıyla yaradılısındaki fıtrî nurdan yahut Peygamber nurundan küfre, hakka ve hakikate düşmanlığa ve hiyanette ısrara çıkarır. Burada, kâfirlerin nurdan faydalanma imkânları, nurun kendisi olarak belirtilmiştir.

Ç- "Onları nurdan karanlıklara çıkarır"

Bu cümle, tâğutun velÂyetini açıklar. Çıkarma fiilinin sebebiyet cihetiyle tâğuta, yaratma cihetiyle Yüce Allah'ın kudretine isnad edilmesi çelişki oluşturmaz.

Bir rivâyete göre, bu âyet-i kerîme, İslâm'dan ırtidad eden bir kavim hak kında nazil olmuştur.

D- "İşte onlar cehennem yarânıdır. Onlar orada sürekli kalacaklardır."

O çirkin vasıfları taşıyan kâfirler, cürümleri sebebiyle cehennem yaranı olacaklar ve hep orada kalacaklardır.

257 ﴿