267"Ey imân edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için arzdan çıkarttıklarımızın temiz (Tayyib)lerinden infak edin. Size verildiğinde göz yummadan alamayacağınız habisi (fena, kötü, kalitesiz, çirkin) infak etmeye kalkışmayın. Şunu iyi bilin ki Allah, Ganî (hiçbir şeye muhtaç değil) dir, Hamîd (övülmeye değer)dir." A- "Ey imân edenler! Kazandıklarınızın ve sızın için arzdan çıkarttıklarımızın temizlerinden infak edin ." İnfakın aslı, mâhiyeti ve keyfiyeti beyân edildikten sonra şimdi burada infak edilecek malın hâli, kalitesi belirtiliyor. İnfak konusu, kazançların helâk ve iyi vasıflısı olacaktır. Hayra harcanacak olanlar bunlardır. Nitekim., " Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe birra (hayra) eremezsiniz." (Âl-i İmran 3/92) buyurulur. "Ve mimma ahracna leküm mine'l-ardı — Ve sizin için arzdan çıkarttıklarımızdan" maksad hububat, meyve ve sebzeler, madenler gibi mallardır. B- "Size verildiğinde göz yummadan alamayacağınız habisi (fena, kötü, kaktesiz, çirkin) infak etmeye kalkışmayın ." Mallarınızdan kötü ve kaktesiz olanları hayra tahsis etmeyin; kötü malla sadaka vermeyin. Ibn-i Abbas'tan (radıyallahü anh) rivâyet olunduğuna göre: "Araplar, hurmanın yaramaz ve kötü kısmını sadaka olarak veriyorlardı. İşte bu âyetle bundan nehvolundular." "Ğamud, ğamad, ğumud, tuğmidû / göz yummak" ifâdesi, kinaye veya istiare yoluyla müsamaha anlamındadır. C- "Şunu iyi bilin ki Allah, Ganî'dir, Hamîd'dir ." Allah'ın (celle celâlühü) sizin infakınıza ihtiyacı yoktur; ondan tamamen müstağnidir; infakı size emir buyurması, sadece sizin menfaatiniz içindir. Muhatabların Allah'ın (celle celâlühü) Ganî olduğunu bildikleri hâlde onlara bu emrin verilmesi, malların kötüsünü infak edenler için bir kınamadır ve böyle davranışın cahil işi olduğunu bildirmek içindir. Çünkü malların kötüsünü infak etmeyi âdet edinmek, bu malları alanların bunlara muhtaç, hattâ mahkûm olduğuna inanmaktan ileri gelir. Allah (celle celâlühü) Hamîd'dir, yani kullarına bahşettiği bunca büyük nimetlerden dolayı onların her türlü övgülerine lâyıktır yahut, Allah Hâmid'dir, iyi maldan olan in fakı kabul buyurmak ve onun mükâfatını vermek suretiyle kullarını över. |
﴾ 267 ﴿