270

"Her ne infak ederseniz ve ne adarsanız muhakkak ki Allah, onu bilir. Zâlimlere yardım edecek hiç kimse yoktur."

A- "Her ne infak ederseniz ve ne adarsanız muhakkak, ki Allah, onu bilir ."

Daha önce Allah (celle celâlühü) yolunda yapılan intakın niteliği anlatıldıktan sonra bu âyette, in falan bütün çeşitlerini kapsayan genel bir hüküm sevk edilmektedir. Yani hak veya bâtıl, gizli veya açık, az veya çok, hangi neviden nafaka olursa olsun, gerçekleştirdiğiniz bütün infak ve harcamaları; ayrıca hayır veya şer için şartlı veya şartsız, mâk veya fiilî ve bedenî olsun (namaz, oruç gibi), her ne suretle olursa olsun, adadığınız her adağı Allah (celle celâlühü) muhakkak bilir. Elbette Allah, onların karşılığını verecektir; hayır ise hayır olarak; şer ise şer olarak...

Adamak (nezir), kalben bir işe karar verip onu yapmayı iltizam etmektir. Nezir ve adak, bu işi bilfiil gerçekleştirmektir.

B- "Zâlimlere yardım edecek hiç kimse yoktur ."

1- Şer veya günah amacıyla harcama yapmak veya nezretmek,

2- Sadakaları engellemek,

3- Adakta vefasızlık ederek gereğini yerine getirmemek,

4- Malın kötüsünü seçip hayra harcamak,

5- Riyâ ve gösteriş için harcamak,

6- Infakta minnet ve ezada bulunmak,

7- Bunların dışında zulüm kapsamına girecek şekilde gerektiği gibi, gerektiği şekilde ve gereken yerlere harcama yapmamak;

suretiyle zâlim duruma düşenlerin ne şefaat ne de müdâfaa olarak, kendilerini Allah'ın (celle celâlühü) azabından kurtaracak hiçbir yardımcıları olmayacaktır.

"Ensar / yardımcılar" kerimesinin çoğul olarak gelmesi, "zâlimin / zalimler" kelimesinin karşıtı olduğu içindir. Yani zalimlerin hiçbiri için, bir yardımcı olmayacaktır.

270 ﴿