15

"(Resûlüm) de ki:

"- Size bundan daha hayırlısını haber vereyim mi? takva sâhiblerı için Rabbleri katında sürekli kalacakları altlarından ırmaklar akan cennetler, tertemiz eşler ve Allah'tan bir rızâ vardır. Allah kullarını hakkıyla gören (Basıîr) dir."

A- "(Resûlüm) de kı (Kul):

"- Size bundan daha hayırlısını haber vereyim mi? takva sahibleri için Rabbleri katında sürekli kalacakları altlarından ırmaklar akan cennetler, tertemiz eşler ve Allah'tan bir rızâ vardır."

Yüce Rabbimiz, bundan önce dünyanın sahte güzelliklerini beyân ve katındaki güzel sonları icmalen zikrettikten sonra burada daha çok kulluğa teşvik için icmalen anlatılanları Resûlüllah'a, insanlara açıklamayı emrediyor.

Hitab;

"- Ey insanlar! O anlatılan dünya lezzetlerinden ve zilletlerinden daha hayırlısını size haber vereyim mi?" seklinde bütün insanlığı kucaklıyor.

"Hayr"ın önce mübhem olarak zikredilmesi, onun şânını tazîm ve ona teşvik içindir.

"Lillezînettekav / takva sahipleri için..." cümlesi, istinaf (akla gelen suale cevap) olup o mübhemi açıklar.

Takvadan murad, kulun kendini tamamen Allah'a adaması ve mâsivâ'dan (Allah'tan başka her şeyden) yüz çevirmesidir. Nitekim gelecek sıfatlar da bunu bildirir.

Cennetlerin ve ondan sonra zikredilen çeşitli nimetlerin husulünün takvaya bağlanması, takvanın tahsili ve takva üzerinde sebata teşvik içindir.

"I'nde Rabbihim / Rableri indinde" (katında) ifâdesi, cennet ehlinin mertebesinin yüksekliğini ve bu tabakanın üstünlüğünü belirtir. Burada "Rabb" unvanının zikredilmesi ve takva sahiplerinin yerini tutan zamire izafe edilmesi, "Rabbihim / Rabblerinin", onlar hakkında lütufkâr olduğunu zımnen açıklamak içindir.

"Tecrî min tahtihe'l-enhâr / Altlarından ırmaklar akan cennetler"

ifâdesinde, cennetlerden zahir manâsıyla;

eğer sırf ağaçlar kasdediliyorsa, altlarından ırmakların akmasının anlamı açıktır;

eğer arazı ve ağaçların bütünü kasdedihyorsa, o zaman altlarından ırmakların akması, arazinin cüz'ü olan ağaçlar itibariyledir. Nitekim daha önce defalarca izahı geçti.

Cennet ehlinin eslerinin tertemiz (ezvâc-i mutahhara) olmasından murad, onların hoşa gitmeyen bedenî ve tabiî hâllerden tertemiz olmaları demektir.

"Ridvânün mina'llâh / Allah'tan bir rızâ" ifâdesinde, rızânın pek mükemmel ve muazzam olduğu anlamı vardır. Allah'ın takva sahibleri için öyle bir rızâsı vardır ki, o rızânın değerini hiç kimse takdir edemez.

B- "Allah, kullarını hakkıyla görendir ."

Allah (celle celâlühü), kullarını ve onların bütün amellerini hakkıyla bilir ve görür. Böylece O, kıyamet günü, amellere uygun mükâfat ve cezayı verecektir yahut Allah (celle celâlühü), takva sahiplerinin hâllerini kemâliyle görmektedir. Bunun içindif ki, onlara, zikredilen nimetleri hazırlamaktadır. Bu cümle bize, ancak takva sahiblerinin, "ı'badu'llah veya ı'bada'llah — Allah'ın kulları" ismini taşımaya lâyık olduğunu bildirir.

15 ﴿