45

"Hani melekler şöyle demişlerdi:

"- Ey Meryem! Şüphesiz Allah, seni kendinden bir kelime ile müjdeler. Onun ismi Meryem oğlu Isâ Mesîh'dir; dünya ve âhirette vecîh'dir (itibarlı) ve mukarrabîndendir."

A- "Hani melekler şöyle demişlerdi : "

İsa'nın (aleyhisselâm) kıssasına böyle başlanıyor. Bu âyet;

"Ve iz kaleti'l-melâiketü ya meryemü innallâhe'stafaki ve tahharaki - Hani, melekler şöyle demişlerdi:

- Ey Meryem! Şüphesiz ki Allah seni seçti, seni tertemiz kıldı..." (Âl-ı imrân 3/42) âyetinin bedek ve izahıdır. Bu iki âyet arasındaki bölümler, ara cümleleri kabilindendir. Bu âyet, geçen kısımlara hem izah hem de benzerleri gibi, Peygamberimiz'in nübüvvetine şahadet eden delillerdendir.

Bir görüşe göre de, bu âyet, bundan önce zikredilen,

" Tartıştıklarında da sen yanlarında değildin." (Al-i İmran 3/44) cümlesinin bedeli ve izahıdır. Bu âyetler kısaca şunu söylemektedir:

"- Resûlüm, bir bölümünde o çekişmelerin diğer bir bölümünde de bu hitabın gerçekleştiği o uzun zamanda sen dünyada yoktun."

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Meryem'in durumunu böylece bütün tafsilatıyla kavramıştır.

Burada da yine söyleyen, Cebrâîl’dir Melekler şeklinde çoğul olarak zikredilmesi ise, daha önce açıklanan sebeplerden dolayıdır.

B- "Ey Meryem! Şüphesiz Allah seni kendinden bir kelime ile müjdeler. Onun ismi Meryem oğlu İsâ Mesîh'dir; dünya ve âhirette vecîh (itibârlı) ve mukarrabindendir ."

Yani o kelimenin adı Mesih'tir; o aynı zamanda İsa'dır ve o Isâ, Meryem'in oğludur.

Bir görüşe göre de, burada isimden murad, müsemmânın, başkalarından temeyyüz etmesi, ayrılmasıdır. Buna göre burada isim, bu üç kelimenin (Mesîh, İsâ ve Meryem oğlu kelimelerinin) toplamıdır. Çünkü İsa'yı başkalarından tamamıyla temyiz eden, bu üç kelimenin toplamıdır.

Mesîh, İsa'ya siddîk gibi şeref" için verilmiş bir lakabdır. Bu kelimenin İbranîce aslı, mübarek anlamında Meşîha'dır. İsâ kelimesi de, îşû kelimesinın Arapçalaştırılmış şeklidir.

"Mesîh kelimesinin mesh (dokunmak) ve İsâ kelimesinin de ays (kızıl karışımı beyazlık) kökünden geldiklerini isbat etmeye kalkışmak ve delil olarak da,

İsâ (aleyhisselâm), bereket veya günahlardan temizlenmek için meshedilmışti;

Cebrâîl (aleyhisselâm) onu mesh etmişti;

İsâ toprağı meshetmis, belli bir yerde oturmamış hep gezmişti;

İsâ hastaları meshederek iyileştirmişti; bunun için ona Mesîh adı verildi;

Teni, kızıl karışımı beyaz olduğu için de ona Isâ dendi; "

iddialarında bulunmak su yüzüne yazı yazmak gibidir.

İsa'nın (aleyhisselâm) kendisine hitab edildiği hâlde ona "Meryem oğlu" denmesi, onun babasız olarak doğacağına ve bu yüzden ancak annesine nısbet edileceğine dikkatleri çekmek içindir. Zaten bundan dolayı Meryem, bütün dünya kadınlarından üstün kılınmıştır.

İsa'nın vasfı olarak zikredilen "vecîh", kuvvetli ve şerefli demektir. Onun dünyadaki vecihliği, Peygamberliği ve insanların öncüsü olmasıdır. Ahiretteki vecihliği ise, şefaattir ve cennetteki yüksek derecesidir.

İsa'nın (aleyhisselâm) mukarrabînden (Allah'ın kendisine yakın kıldıklarından) olması, semâya ref ine ve meleklerle olan ülfet ve arkadaşlığına işarettir.

45 ﴿