55

"Hani Allah, şöyle demişti:

"- Ey İsâ! Şüphesiz ki Ben seni öldüreceğim ve seni kendime yükselteceğim ve o kâfirlerden temizleyeceğim. Sana uyanları (tabî olanları) kıyamet gününe kadar o kâfirlerden üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz Banadır. İhtilâfa düştüğünüz konularda aranızda hükmedeceğim."

A- "Hani Allah, şöyle demişti (İz kale'llâhü):

"- Ey İsâ! Şüphesiz ki Ben seni öldüreceğim ."

"- Ey İsâ! Şüphe yok ki, Ben, seni onların katlinden koruyarak, senin için tâyin edilen ecele kadar yaşatacağım ya da seni yeryüzünden alacağım yahut sen uykuda iken seni katıma kaldıracağım!"

Zira rivâyet olunuyor ki, İsâ (aleyhisselâm) uyku hâlinde iken kaldırılmıştır.

İsa'nın semâya refı veya vefatı konusunda muhtelif fikirler vardır:

Şimdilik seni katıma kaldıracağım; gökten yeryüzüne indikten sonra ecekn geldiğinde senin canını alacağım ya da melekût âlemine (gayb âlemine, ruhlar âlemine) yükselmene engel olan şehvetlerini, kötü duygularını öldüreceğim,

Allahü teâlâ, İsa'yı yedi saat ölü olarak bıraktıktan sonra onu semâya kaldırdı. Hıristiyanların görüşü de budur.

Muhammed b. Ahmed el- Endülüsî el- Kurtubî diyor ki:

"Sahih olan görüşe göre, Allah (celle celâlühü), İsa'yı (aleyhisselâm) vefat ve uyku olmaksızın kaldırmıştır. Nitekim Hasen-ı Basrî, İbn-i Zeyd, Muhammed el-l'aberî'nin tercih ettiği görüş de budur. İbn Abbâs'tan (radıyallahü anh) gelen sahih rivâyet de böyledir."

Kıssanın aslı şudur:

Yahudiler, İsa'yı öldürmeye azmedince, sayıları on iki kişi olan Havariler bir odada toplandılar. İsâ da, odanın penceresinden onların yanına girdi. Bunu gören İblis, ya da İblis tabiatında bir adam gidip Yahudilere haber verdi. Yahudilerden pek çok atlı, gelip odanın kapısını tuttular.

O anda Mesîh (aleyhisselâm), Havarilere:

"- Hanginiz çıkacak, öldürülecek ve cennette benimle beraber olacak?" dedi. Havalilerden biri:

"- Ben çıkacağım, ey Allah'ın Peygamberi!" dedi.

İsâ (aleyhisselâm) da, kendi yün hırkasını ve yün külahını ona verdi ve asasını da ona uzattı. Bu Havari, Allah (celle celâlühü) tarafından İsa'ya (aleyhisselâm) benzetildi ve dışarı çıkınca Yahudiler tarafından öldürüldü; cesedi de asıldı.

İsa'ya (aleyhisselâm) gelince, Allah (celle celâlühü) ona cemâl ve nûr elbiselerini giydirdi. Nûr, onun yemek ve içmek isteğini kesti. Allah'ın ona:

"- Müteveffîke / seni vefat ettireceğim" demesinin anlamı budur. Çünkü bunun bir anlamı da:

"- Seni kemâle erdireceğim!" dir.

Bundan sonra İsâ (aleyhisselâm), meleklerle beraber uçmaya başladı. Bu hâdiseyi gören İsa'nın ashabı, sonraları onun hakkında üç fırkaya ayrıldılar.

Bir fırka:

"- Allah bizim aramızda idi; sonra semâya yükseldi" dediler. Bunlar, "Yâkûbiyye" fırkasıdır.

Diğer bir fırka da:

"- Allah'ın oğlu aramızda idi; Allah dilediği kadar onu aramızda bıraktı; sonra da kendi katına kaldırdı."dediler. Bunlar da "Nestûrıyyc" fırkasıdır.

Bir diğer fırka da:

"- Allah'ın kulu ve Resulü aramızda idi; Allah dilediği kadar onu aramızda bıraktı; sonra da onu katına aldı" dediler. İşte bunlar da Müslümanlardır.

Sonraları o iki fırka, Müslüman fırkaya karşı gaalıp geldiler ve Müslümanları öldürdüler. Ondan sonra Allah (celle celâlühü), Muhammed’i (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderinceye kadar İslâm gizli kaldı.

B- "Ve seni Kendime yükselteceğim ve o kâfirlerden temizleyeceğim . Sana uyanları kıyamet gününe kadar o kâfirlerden üstün kılacağım ."

Yüce Rabbimiz, İsa'ya (aleyhisselâm),

"- Seni hürmetli kıldığım bir âleme, melekler âlemine kaldıracağım." buyurmuştur.

Katâde, Rebî', Şâbî, Mukatıl ve Kelbî diyorlar ki,

"İsa'ya uyanlardan, (ellezîne't-tebeû'ke —" sana ittiba edenler) maksad, Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmetinden İsa'yı (aleyhisselâm) tasdik eden ve Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) dinine tabî olanlardır; yoksa onu tekzip eden ve onun hakkında yalan uyduran Hıristiyanlar değildir."

"Ellezîne keferû / O kâfirler" de, İsa'ya tuzak kuranlar ve onların yolundan gidenler, Yahudilerdir. Nitekim Müslümanlar, izzet, kuvvet ve hüccetle onlardan üstündür. Fakat "Üstün kılınanlar"ın kimler olduğu konusunda değişik fikirler ileri sürülmüştür. Şöyleki:

Üstün kılınanlar, Havarilerdir. Bu görüşe göre, Havarilerin üstünlüğü, Müslümanların üstünlüğü anlamına hamledilmek dır; çünkü Havarîler de, İslâm ve tevhidde Müslümanlarla birlik içindedir.

Üstün kılınanlar, Hıristiyanlığı kabul eden Romalılardır.

Üstün kılınanlar, o zamanki Hıristiyanlardır. Günümüz Hırıstiyanlarının İsa'ya (aleyhisselâm) muhabbeti ve uymaları ise, kendi iddialarıdır; hakikatte onlar,

İsa'ya (aleyhisselâm) uymaktan çok uzaktır.

"İlâ yevmi'l-kıyameh / kıyamete kadar" buyrulması, "kıyamette onlar bu zilletten kurtulacaklar" demek değildir; fakat "Müslümanlar, kıyamete kadar onlara gaalib olacaklar; kıyamet günü ise, Allah (celle celâlühü) onlar hakkında ne dilerse onu yapar" demektir.

C- "Sonra dönüşünüz banadır ."

Yani kıyamet günü yeniden hayâta döndürülüp Bana geleceksiniz. Buradaki hasr (ancak Bana) ifâdesi, vaat ve vaîdi (ceza vaadini) tekid içindir.

Âyetteki muhatablar, İsâ ile ona uyanlar ve onu inkâr edenlerdir. Hepsinin muhatab alınması, müjde ve uyarı için daha etkili olması içindir.

Ç- "İhtilâfa düştüğünüz konularda aranızda hükmedeceğim ."

Kıyamet günü Bana döndükten sonra, dünyada din işlerinde anlaşmazlığa düştüğünüz konularda aranızda Ben hükmedeceğim.

55 ﴿