120

"Size bir iyilik (hasene) dokunursa onlar üzülürler. Eğer size bir kötülük dokunursa sevinirler. Ve eğer sabreder ve sakınırsanız onların hileleri size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah onların yaptıklarını kuşatmıştır."

A- "Size bir iyilik dokunursa onlar üzülürler. Eğer bir kötülük dokunursa sevinirler."

Onların düşmanlıkları öyle bir noktaya varmıştır ki, Müslümanların mazhar oldukları hayıf ve yararları kıskanırlar. Müslümanların uğradıkları zarar ve sıkıntılara da sevinirler.

İyilik için "mess/dokunma", kötülük için ise "isabet" kelimesinin kullanılmış olması,

- ya en ufak bir iyiliğin bile Müslümanlara dokunmasının kendilerini üzdüğünü, onların ancak Müslümanların tam anlamıyla zarara uğramaları hâlinde sevınebildiklerini bildirmek içindir;

- ya da mess kelimesi, mecaz olarak isabet mânâsında kullanılmıştır.

B- "Ve eğer sabreder ve sakınırsanız onların hileleri size hiçbir zarar veremez."

Eğer siz, onların düşmanlıklarına, yahut ağır mükellefiyetlere sabrederseniz ve Allahü teâlâ'nın yasaklayıp haram kıldığı şeylerden sakınırsanız, Allah'ın lûtfuyla ve O'nun sabredenlerle takva sahiblerine va'dettiği himaye sayesinde, onların sizin için düşünüp planladıkları hileler size hiçbir zarar vermez.

Bir de, dinine ciddiyetle sarılan ve kendini takva ile sabra alıştıran kimse, hasmına karşı cesur olur.

C- "Şüphesiz Allah, onların yaptıklarını kuşatmıştır."

Allah (celle celâlühü) bilgisiyle, onların size düşmanlık için düşündükleri hileleri kuşatmıştır. Binâenaleyh yaptıklarından dolayı onları cezalandıracaktır.

Bir kırâete göre, "ya'melûne / yaptıkları" fiili hitab kipi ile "ta'melûne / yaptıklarınızı" şeklinde de okunmuştur. Bu takdirde anlam şöyle olur:

"Allah'ın bilgisi, sizin sabrınızı ve takvanızı kuşatmıştır. Binâenaleyh Allah, sizin hak ettiğiniz mükâfatları verecektir."

120 ﴿