130

"Ey îmân edenler! Kat kat faiz (ribâ) yemeyin. Allah'tan sakının ki felâha eresiniz."

A- "Ey îmân edenler! Kat kat faiz yemeyin."

Bu makablinden ayrı müstakil kelâm, her hususta ve özellikle cihadda esası teşkil eden takva, taât ve onlardan sonra terğib (teşvik) ve terkibi (uyarı) içerir. Bu kıssa esnasında bu bölümün zikredilmesi, bunun içerdiği hususlara muhatabları irşadda acele etmek ve mü'minlerin içinde bulundukları cihadda bu hususları muhafaza etmenin son derece gerekli olduğunu bildirmek içindir. Zira bu bölümde zikredilen hususlar, mutlak olarak ıkı cihan saadetinin temin edilmesine vesile oldukları gibi, bunlar cihacl hususunda da umdedir. Çünkü zafer ve galibiyet çarkı bunlar üzerinde döner. Buna nasıl hayır! denebilir ki, eğer o mü'minler, sabır, takva ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) a itaati koruyabilselerdi, Uhud savaşında mâruz kaldıkları durumla karşılaşmazlardı.

Bu bölümün içerdiği hususlar arasında ribâ (faiz) nehyinin de zikredilmesi, şunun için olsa gerektir:

Bu bölümde bollukta ve darlıkta infak teşvik edilmektedir ve in fakın umdesi de, cihacl yolunda yapılan infaktır, işte bu da, mal kazanmayı zımnen teşvik etmektir. Böylece insanların bütün iktisap yollarına ve ezcümle ribâya (faize) de sür'atle başvurmaları vehmedilebilir. İşte bundan dolayı rıbâdan nehyolundular.

Ribâ (faiz) yemekten maksad, ribâ almaktır. Almak yerine yemek ifâdesi kullanılmıştır. Çünkü ribâ almaktan maksat yemektir. Bir de, ribâ daha çok, yiyecek maddelerinde yaygındır. Üstelik yemek ifâdesinde daha fazla takbih vardır.

"Ad'â'fen mudaafe — kat kat, katmerli" ifâdesi, nehyin bu şarta bağlı olduğunu ifâde etmek için değil (Yani faizin dinen yasak olması için illa ki kat kat ve katmerli olması şart olduğu için değil), onların mevcut uygulamalarını aynen zikretmek ve bundan dolayı onları kınamak içindir. Nitekim câhiliye döneminde ribâ alanlar alacağın vadesi geldiğinde, borçluya:

"- Sen borçlu olduğun malın miktarını artır; ben de vadeyi uzatayım" diyorlardı ve borçlu da öyle yapıyordu. Ve her vade geldiğinde bu işlem tekrarlanıyordu. Böylece az bir mal olarak başlayan borç, sonunda borçlunun bütün mal varlığını kaplıyordu.

B- "Allah'tan sakının ki felâha eresiniz."

Felâha, kurtuluşa ermek umuduyla, yasaklanan işlerden ve ezcümle ribâdan sakının.

130 ﴿