151"Allah'ın kendileri hakkında hiçbir hüccet (delil) indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmaları sebebiyle kâfirlerin kalblerine korku salacağız. Onların gidecekleri yer de cehennemdir. Şu zakimlerin varacağı ateş ne kötüdür." A- "Allah'ın kendileri hakkında hiçbir hüccet indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmaları sebebiyle kâfirlerin kalblerine korku (e'r-ru'b) salacağız." "Salacağım" değil de büyüklerin edasıyla "senülkıî /; salacağız" ifâdesinin kullanılması, mehabeti takviye içindir. Bu korku, Uhud savaşı günü müşriklerin kalbine ilka edilen korkudur. Nihayet müşrikler, o gün üstün kuvvet ve galibiyet sahibi iken sebepsiz olarak savaşı bırakıp geriye, Mekke'ye dönmüşlerdi. 1- Rivâyete göre, müşrikler, Uhud savaşından Mekke'ye dönerken yolda birbirlerine dediler ki: Yahu, biz hiçbir şeyi yapmadık ; onlardan çok adam öldürdük, sonra onları bıraktık, biz onlara üstündük. Haydin, geri dönün onların kökünü kazıyın." İşte o anda Allahü teâlâ, onların kalbine korku saldı da, bu yüzden onlar geri dönmeye cesaret edemediler. Söz konusu rivâyete göre, bu âyetin, savaş esnasında veya henüz savaşın enkazı ortada dururken nazil olmuş olması gerekir. 2- Bir görüşe göreyse, bu korku, Hendek savaşında onların kalblerine atılan korkudur. Onlar Allahü teâlâ'nın, ortak olduklarına dâir hiçbir sultan (hüccet) indirmediği şeyleri O'na ortak koşmuşlardı. Hüccete sultan denilmesi, İlâhî vahyin açık ve parlak delil ya da kuvvetli olmasından, yahut da kesin nüfuzundan dolayıdır. Müşriklerin Allah'a ortak koştukları şeylerin kendisine ortak olduklarına dâir bir hüccet indirmesi mümkün değil iken böyle söylenmesi, edebî bir üslup olup "böyle bir hüccet indirilmemiştir ve zaten böyle bir hüccet de olamaz" anlamındadır. Bu âyet-i kerîme bize şu gerçeği de bildirir: Din konusunda uyulması gerken semavî hüccettir; insanların görüşleri ve geçersiz arzuları değildir. B- "Onların gidecekleri yer (me'va) de cehennemdir. Şu zâlimlerin varacağı ateş ne kötüdür." Bundan önce müşriklerin dünyadaki hâlleri tasvir edilmiş, dünyada onların kalblerine korku ilka edildiği söylenmişti. Burada da onların âhirettekı hâlleri beyân ediliyor. Âhirette onların varacakları yer, me'va cehennem ateşidir; ondan başka iltica edecekleri bir yer yoktur. "Şu zâlimlerin varacağı ateş ne de kötüdür!" cümlesinde zamir makamında zahir isimin (zâlimler) kullanılması, azab ifâdesini daha gakz kılmak, hükmün sebeb ve illetini bekitmek ve onların Allah'a ortak koşmakla zâlim durumuna düştüklerini, yani bir şeyi hakkı olmayan bir yere koyduklarını zımnen Bildirmek içindir. |
﴾ 151 ﴿