13

"İşte bütün bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır. Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse Allah, onu altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. Onlar orada sürekli olarak (muhalleden) kalacaklardır. İşte bu en büyük kurtuluştur."

A- "işte bütün bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır."

Yetimler ve verasetler hakkında zikredilen bu hükümlerle diğer hükümler, aşılması caiz olmayan şer'î sınırlardır.

B- "Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse Allah, onu altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar."

Kim ki, bütün emirlerde, nehiylerde ve ezcümle burada açıklanan hükümlerde Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allahü teâlâ onu, altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Onlar, o cennetlerde sürekli kalacaklardır.

Burada da ism-i celilin zahir olarak zikredilmesi, daha önce belirtilen sebeplerden dolayıdır.

C- "İşte bu en büyük kurtuluştur."

O cennetlere girip orada ebedî olarak kalmak, ötesinde daha büyüğü olmayan en büyük zafer ve hayırdır.

Burada uzak işareti olan "zâlike" kelimesinin kullanılması, bu manevî derecenin pek yüksek olduğunu bildirmek içindir.

Zaferin, büyük hayır olarak vasıflandırılması,

- ya taallûk ettiği şey itibariyledir,

- ya da onun zâtı itibariyledir. Çünkü büyük bir şeyi elde etmek, de büyük hâdisedir.

13 ﴿