33

"Ana-babanın ve akrabanın geriye bıraktıkları malların hepsi için vârisler belirledik. Kendileriyle yemin akdettiğiniz kimselere de nasiblerini verin. Şüphesiz Allah, her şeye şâhid (Şehîd)dir."

A- "Ana-babanın ve akrabanın bıraktıkları malların hepsi için vârisler belirledik."

Bu cümle, mâkabk için bir açıklamadır. Yani her miras için değişik derecelerde vârisler kıldık. Bunlar, kendileri ile muris arasındaki yakınlık derecesine bağlı olarak istihkaklarına göre mirastan hisse alırlar.

Yahut ana-babanın ve akrabaların bıraktıkları mirastan, vâris kıldığımız her kavim için, başka kavimlerden farklı belli hisseler vardır.

Bir görüşe göre de bu ifâde "Her ferdin, bıraktığı mirasa, ana-baba ve akrabalardan ibaret vârisler kıldık." demektir. Bu görüşe göre, "ana-baba ve akrabalar", Âyetteki "mevak / vârisler" kelimesini tefsir eder.

Ancak bu tefsire göre, cümlenin bütünlüğüne halel geldiği gibi, ölünün çocukları, vârisler kapsamı dışında kalmış olur. Çünkü ana-babalar onları kapsamadığı gibi, akrabalar da onları kapsamaz.

B- "Kendileriyle yemin akdettiğiniz kimselere de nasiblerini verin."

Bu vârislere "mevlâ'l-rnüvalât — müvalât mevlası / yemink veya akdî mirasçı" denkdı ve bu şekilde vâris olanlar, mirastan altıda bir hisse alırlardı. Sonra bu hüküm, "- Allah'ın kitabına göre, rahim sahibleri (akrabalar) birbirlerine vâris olmaya daha evlâ (yakındır." (Enfâl 8/75) mealindeki, âyetle nesholunmuştur (fenüsiha bıkavkhi tealâ: el-Enfal, el-âyete 75).

İmam Ebû Hanîfe'ye göre bir gayri müslim,

- bir Müslümamn eliyle hak dini kabul etse,

- o şahsa vâris ve işlediği cinayetlerin mâlî cezasından sorumlu olmak üzere aralarında yemin akdi yapsalar, bu aldd sahihtir. O Müslüman, o mühtedînin evvelce işlediği cinayetlerin mâlî cezasından sorumlu ve hiç vârisi olmadığı takdirde ona vâris olur.

C- "Şüphesiz Allah, her şeye şâhiddir."

Allahü teâlâ, kâinatta olup biten her şeye ve ezcümle bu vârislerin haklarını verip vermediğinize de şâhiddir. Şu hâlde bu ifâde, hem mükâfat va'di, hem de ceza vaîdidir.

33 ﴿