35

"Eğer karı-koca arasında (beyninde) bir ayrılıktan korkarsanız erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bu hakemler ıslah etmek isterlerse Allah, onları uyuşmaya muvaffak kılar. Şüphesiz ki Allah, her şeyi hakkıyle bilen (A'lîm)dir, her şeyden haberdar olan (Habîr)dır."

A- "Eğer karı-koca arasında bir ayrılıktan korkarsanız erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin."

Burada muhatab değiştirilmiş ve hitab, hâkimlere tevcih edilmiştir. Hüküm, daha önce âyette sarahaten anlatılmayan ve meskût bırakılan bir durumla ilgilidir. Bu hâkim önüne götürülmesi gereken sürekli itâatsizlik hâlidir.

1- İbn Abbâs (radıyallahü anh) a göre "Karı koca arasında bir ayrılıktan korkarsanız.." cümlesindeki korkmak, bilmek anlamındadır. Ve karı-koca arasının açıldığını kesin olarak bilmek, anlaşmazlığı gidermek için iki hakem seçip göndermeye münâfi değildir. Çünkü hakemler, karı- koca arasındaki uyuşmazlığın bilfiil mevcud olduğunu anlamak için değil, fakat onu gidermek umuduyla seçikr.

2-

Diğer bir görüşe göre ise, korkmak, zannetmek anlamındadır. Yani eğer karı-koca arasında, kocanın kendi başına gidermeye muktedir olamadığı şiddeti bir geçimsizlik olduğunu zannediyorsanız, o zaman aralarını bulmak için erkeğin ve kadının ailesinden birer hakem seçin. Çünkü aileleri, onların durumlarının iç yüzünü daha iyi bilirler ve uyuşmalarını daha çok arzu ederler. Ancak bu, şart değil fakat tercihe şayan bir yoldur. Binâenaleyh ailelerinden değil de, yabancılardan birer hakem tâyin edilse de caizdir.

Bu hakemlerin, uygun gördükleri takdirde karı kocayı hem birleştirmeye, hem de ayırmaya yetkili olup olmadıkları konusunda ihtilaf edilmiştir.

Bir görüşe göre her ikisine de yetikilidirler. Ali (radıyallahü anh) den rivâyet olunan da budur. Tabiînden Şâ'bî de bu kanaattedir.

Hasen-ı Basrî'ye göre ise, bu hakemler, onları ayırmaya değil birleştirmeye yetkilidir.

İmam Mâlik'e göre, hakemler uygun gördükleri takdirde aralarında muhalaaya (bir bedel karşılığı boşanmaya) hükmedebilirler.

B- "Bu hakemler ıslah etmek isterlerse Allah, onları uyuşmaya muvaffak kılar."

Eğer bu iki hakemin amacı karı-kocanm aralarını bulmak ise, niyetleri doğru ve samimî ise kalben ve Allah rızâsı için öğüt vermeyi düşünüyorlarsa, Allah (celle celâlühü) karı koca arasına uyuşma, ülfet verir ve onların gönüllerine muhabbet ve şefkat ilka eder.

Âyette, hakemlerin, karı-kocanm arasını bulmak istememeleri hâline temas edilmemesi, hakemlerden beklenenin bu olmadığını, onların şânına yaraşanın ıslah irâdesi olduğunu zımnen bildirmek içindir. Bu da, hakemleri, karı-kocanm arasını bulmaya ziyadesiyle teşvik etmek ve onları kolaycılığa kaçmaktan sakındırmak anlamını taşır. Tâ ki, işin bozulması, onların isteksizliğine nisbet edilmesin. Çünkü âyette, muvaffakiyetin irâdeye bağlı olduğunu ifâde eden şart cümlesi, başarısızlığın da irâdesizliğe bağlı olduğunu bildirir.

Bir diğer görüşe göre ise, âyetteki her iki zamir de hakemlere râcidir. Yani hakemlerin amacı ıslah ise, Allah da hakemler arasına uyuşma verir; böylece sözbirliği yaparlar; ihtilafa düşmezler ve maksadları hâsıl olur.

Bir başka görüşe göre, her iki zamir de, karı-kocaya râcidir. Yani karı-koca aralarındaki uyuşmazlığı gidermek isterlerse, Allahü teâlâ da, aralarına ülfet ve uyum verir. Bu da, kişinin ihlâsk bir niyetle bir amaç için gayret sarfettiği takdirde, Allahü teâlâ'nın onu muvaffak kılacağına dikkati çekmek içindir.

C- "Şüphesiz ki Allah, her şeyi hakkıyle bilen (A'lîm)dir, her şeyden haberdar olan (Habîr)dır."

Allah her işin zahirini de, batınını da hakkıyle bilir ve her şeyden haberdardır. Binâenaleyh Allah karı koca arasındaki uyuşmazlığı nasıl kaldıracağını ve onlara nasıl uyumlu ve ahenkli bir hayât bahşedeceğim bilir.

35 ﴿