113

"Ey Resûlüm! Allah'ın lûtfu ve rahmeti üzerinde olmasaydı muhakkak onlardan bir topluluk, seni saptırmaya çalışıyordu. Oysa onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar; sana da hiçbir zarar veremezler.

Allah, sana Kitab'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bikmediğini öğretmiştir. Zaten Allah'ın sana olan lütfü pek büyüktür."

A- "Ey Resûlüm! Allah'ın lûtfu ve rahmeti üzerinde olmasaydı muhakkak onlardan bir güruh, seni saptırmaya çalışıyordu."

Allahü teâlâ, onların gerçek durumlarını vahiy ile sana bildirmeseydi, hak için seni uyarmasaydı, yahut sana Peygamberlik ve ismet bahşetmeseydi, muhakkak Zafer Oğulları kabilesinden sözü geçen Tu'me'yi savunanlar, işin hakikatim bildikleri hâlde seni, hak ile hükmetmekten saptırmağa muvaffak olmuşlardı.

Bu tâıfe veya topluluktan maksad, Zafer Oğulları kabilesinin tamamı da olabilir. Buna göre, i insanlardan bir topluluk demek olur.

Diğer bir görüşe göre, adı geçen taife, Sakîf kabilesinden gelen bir heyet idi. Bunlar, Resûlüllah'a

"- Biz sana beyat etmek için geldik; ancak şu şartla ki, bizim putlarımızı kırmayacaksın ve bizden zekât, öşür akmayacaksın!" demişlerdi.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ise, onların teklifini reddetmişti.

Onların nefyedilmesi gayretlerinin hiç etkisi olmayacağını bildirmek içindir.

Başka, bir görüşe göre ise, burada şartın cevabı " le hemmet tâifetün / muhakkak, bir topluluk çalışırdı" cümlesi değildir; fakat şartın cevabı mahzûftur. Daha açık bir deyişle bu:

"Allah'ın lütfü ve rahmeti üzerinde olmasaydı, muhakkak seni saptirırlardı, " demektir.

"Le hemmet tâifetün" bir istinaf cümlesidir. Yani andolsun kı, bir taife, seni saptırmağa çalıştı, demektir.

B- "Oysa onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar ; sana da hiçbir zarar veremezler."

Onların kurdukları düzenlerin vebali, kendilerine münhasırdır. Onlar sana hiçbir zarar veremezler, çünkü Allah Teâla seni korumaktadır.

Ey Resûlüm! Senin aldına gelen hüküm, o konuda şahittik edenlerin sözlerine itimat ederek görünen hale göre hükmetmek idi. Hakikatin, böyle olmadığı senin aklından bile geçmemişti.

C- "Allah, sana Kitab'ı ve hikmeti indirdi ve sana bilmediğini öğretti. Zaten Allah'ın sana olan lütfü pek büyüktür."

Allahü teâlâ sana, Kur’ân'ı indirmiş ve vahiy yoluyla sana bilmediklerini öğretmiştir. Bütün insanlığa kucaklayan Peygamberlikten ve tam riyasetten daha büyük bir lütuf da yoktur.

113 ﴿