140"Allah, size Kitab (Kur’ân)da şunu da indirdi: Allah'ın âyetlerinin inkâr ve onlarla istihza edildiğini duyduğunuz zaman onlar başka bir söze dalın caya kadar yanlarında oturmayın. Yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Şüphe yok ki. Allah, münafıklarla kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır." A- "Allah, size Kitab (kur'an)da şunu da indirdi: Allah'ın âyetlerinin inkâr ve onlarla istihza edildiğini duyduğunuz zaman onlar başka bir söze dalıncaya kadar yanlarında oturmayın." Bu hitab, doğrudan doğruya münafıklara olup onların sayılan cinayetlerinin gerektirdiği kınamanın daha da ağırını ifade ettiği gibi, onların hallerinin son derece çirkin ve isyanlarının had safhada olduğunu bildirir. Bundan önce bir ara (mutariz a) cümlesiyle, bütün kuvvet ve kudretin Allah'a aid olduğu, kâfirleri dost edinmek için bir sebeb bulunmadığı, belirtilmişti. Şimdi onlarla beraber oturmanın da sakıncasına işaret ediliyor ve bu sakıncanın devamı süresince onlarla beraber oturmaya yasak getiriliyor. Fakat yine de bazılarının kâfirleri dost edinmeye devam ettikleri görülüyor. Oysa Allahü teâlâ daha önce Mekke'de indirdiği bir âyetle "Allah'ın inayetlerinin inkâr ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar, başka bir söze dahncaya kadar yanlarında oturmayın." buyurmuştu. Mekke döneminde yasağı getiren En'am (6) sûresinin 68. âyetidir. Şöyle ki: "Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşanları gördüğünde, onlar başka bir söze dalıncaya kadar onlardan yüz çevir." İşte bu âyet, onlarla dostluk kurmak ve onlardan kuvvet almak şöyle dursun, o çirkin halde oldukları zaman, onlarla beraber oturmayı bile men eder. Ayetler kelimesinin ısm-i celile izafe edilmesi, "Allah'ın âyetleri / âyati-llâh" denmesi, âyetleri şereflendirmek (teşrif), onların yüce kadrini ve onları inkâr etmenin korkunçluğunu belirtmek içindir. 1-Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) e nazil olan âyetlerde özellikle ona hitab ediliyorsa bu, aynı zamanda onun ümmetine hitab ediliyor demektir. 2-Onlardan yüz çevirmeyi gerektiren şey, onların âyetler hakkında inkâr ve istihza yolu laflara daldıklarının bilinmesidir. Bundan dolayıdır ki bu hal, bir âyette görme (rüyet) (6/68), diğer bir âyette işitme (istima) (4/140) şeklinde ifade edilmiştir. Onlardan yüz çevirmekten maksad, onların meclisinden kalkmak suretiyle onların söylediklerine karşı olduğunu göstermektir yoksa yalnız kalben onlara muhalefet etmek veya yüzünü döndürmek değildir. B- "Yoksa siz de onlar gibi olursunuz." Bu cümle istinafı olup indirilen (Allah size Kitabda şunu indirdi:) şeye dahil değildir; nehyin illetini belirtir. Yani o lafların konuşulduğu sırada onlarla beraber oturmayın; eğer bunu yaparsanız küfürde ve azaba istihkakda onlar gibi olursunuz. C- "Şüphe yok ki Allah, münafıklarla kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır." Bu cümle, o kâfirlerle beraber oturanların, onlar gibi sayılmalarını mûcib azab ortaklığını ve onların küfürde o kâfirler gibi sayılmalarının illetini belirtir. Münafıklardan murad, ya muhatablardır; buna göre zamir makamında münafıklar kelimesinin zahir olarak kullanılması, onların nifakını tescil etmek ve bu hükmün sebebinin, nifak olduğunu belirtmek içindir; ya da münafıkların cinsidir ve muhatablar da öncelikle onlara dahildir. Münafıkların, kâfirlerden önce zikredilmesi, muhataplara olan ceza va'dinı ağırlaştırmak içindir. |
﴾ 140 ﴿