148"Allah, kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez; ; ancak zulme uğrayan müstesna. Allah her şeyi hakkıyla işiten (Semi')dir, her şeyi hakkıyla bilen (A'lim)dir." A- "Allah, kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez; ancak zulme uğrayan müstesna." Allahü teâlâ'nın bir şeyi sevmemesi ona buğzetmesinden kinayedir. Allah (celle celâlühü) kimsenin herhangi bir kötü söz söylemesinden hoşlanmaz. Ancak zulme uğrayan kimsenin, zâlime beddua etmesine veya kendisine yapılan zulümden yakınmasına ve o zâlimin kötülüklerini anlatmasına bir engel yoktur. Bir diğer görüşe göre de, kendisine hakaret edene hakaretle karşılık vermek bu istisnanın şumûlü içindedir. Nitekim diğer bir âyette de meâlen şöyle buyrulur: "Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onların aleyhine bir yol yoktur." (Şûra 42/41) Başka bir görüşe göre ise, bir şahıs, bir kavme misafir olmuş; onlar ona yemek yedirmemişler. Bundan dolayı misafir de, onlardan şikâyette bulunmuş; fakat onlardan şikâyet ettiği için ayıplanmış. İşte bunun üzerine bu âyet-i ketime nazil olmuş. Bir kıraate göre "zuiıme / zulmedilmiş, zulme uğramış" fiili, "zaleme / zulmetti" şeklinde fail kipi ile de okunmuştur. Buna göre anlam: "Fakat zâlim Allahü teâlâ'nın sevmediğini işler, kötü sözü açıkça söyler" şeklinde olur. B- "Allah her şeyi hakkıyla işiten (Semî)dir, her şeyi hakkıyla bilen (Aiîm)dır." Allahü teâlâ her zaman her şeyi işitendir; buna zâlim ve mazlumun sözleri de dahildir. Yine O, zâlim ve mazlumun hallerinin de dahil olduğu her şeyi bilir. Bu itibarla bu cümle, istisnanın ifade ettiği hususu açıklar. |
﴾ 148 ﴿