4

"(Resûlüm) seriden kendileri için neyin helâl kılındığını soruyorlar. De ki:

"- Size iyi ve temiz şeyler helâl kılındı."

Allah'ın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin; üzerine Allah'ın adını zikredin. Allah'tan ittika edin (sakının). Şüphesiz ki Allah hesabı çabuk gören (serîu'l-hıisâb)dir."

A- "(Resûlüm), senden kendileri için neyin helâl kılındığını soruyorlar."

Nelerin haram kılındığı (muharremat) yukarda açıklanmıştı. Şimdi burada bir kısmı icmali olarak belirtiliyor ve muhallelât (helâl kılınmış olanlar) ın tafsilatına başlanıyor. Öyle sanılır ki, helâllerin zıtları (haramlar) beyan edilince onlar helâlleri sordular. Onların sordukları, kendilerine helâl kıhnmış yiyeceklerdir.

B- "De ki:

"- Size iyi ve temiz şeyler helâl kılındı."

Size,

"Onlara tayyibatı (iyi ve temiz şeyleri) helâl, habâis (murdar ve pis şeyler)i de haram kılar ." (A'raf 7/157) âyetinde belirtildiği gibi, tab-i selimin (sağlam insan tabiatinin) pis saymadığı ve nefret etmediği iyi ve temiz bütün yiyecekler helâl kılınmıştır.

C- "Allah'ın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ; "

"Cevarih / yaralayıcılar", yırtıcı hayvanlar ve kuşlardır. Bunlara cevarih denmesi, genellikle avı yaralamalarından dolayıdır.

"Mükelleb", eğitilmiş yırtıcı hayvandır. Mükelieb, "kelb-köpek" kökünden türetilmiştir. Zira genellikle köpekler, av için eğitilir. Yahut kelb kelimesi, bütün yırtıcı hayvanlar için de kullanılır. Nitekim Utbe b. Ebi Leh el), Şam seferine çıkarken, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

"- Allah, ona kelblerinden bir kelb musallat eylesin (Allahümme sellât aleyhi kelben min kilâbike)!" buyurmuş ve bu yolculukta bir arslan onu parçalamıştı.

Av hayvanlarını eğitmek hususunda Allahü teâlâ'nın öğrettiklerinden maksad talim, terbiye yolları ve yöntemleridir. Çünkü bu bilgi, Allahü teâlâ'dan ilhamdır, yahut Allahü teâlâ'nın bir lûtfu olan aklın kazanımları ve öğretileridir ki, sahibinin salmasıyla avın peşine düşmesi, men'etmesiyle durması, çağırmasıyla geri dönüp gelmesi, avı sahibi için yakalaması ve avın etinden yememesidir.

Ç- "Üzerine Allah'ın adını zikredin. Allah'tan ittika edin. Şüphesiz ki Allah, hesabi çabuk gören (serîu'l-htisâb)dir."

"Min" harfi ba'ziyedir. Yani o hayvanların sizin için yakaladıklarının bazı kısımlarını yeyin, demektir. Çünkü avlanan hayvanların deri, kemik ve tüyler gibi kısımları yenmez. Avcı hayvanların sizin için yakaladıkları, hiç yemedikleri avlardır. Yedikleri avlar ise, sizin için değil, fakat kendileri için tuttukları avlardır. Nitekim Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Adiyy b. Hatem'e:

"- Eğer avcı hayvan, avından yerse, artık sen onu yeme (Ve in ekele minhü felâ te'kel); çünkü o, avı kendi için tutmuş olur (innemâ emseke a'lâ nefsıh)" buyurmuştur.

Fıkıh âlimlerinin ekserisinin görüşü budur.

Bazı fıkıhçılara göre, avcı kuşlar için avından yememek şartı yoktur. Çünkü onların bu derece eğitilmesi pek zordur.

Diğer bazı fıkıhçılara göre de bütün avcı hayvanlar için, avdan yememek şartı yoktur.

Rivâyete göre Selman el-Farisî Sa'd b. Ebi Vakkas (radıyallahü anh) ve Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) diyorlar ki:

"- Avcı köpek avın üçte ikisini yese, üçte biri kalsa ve sen Allah'ın adını üstüne anmışsan onu ye!"

"Üzerine Allah'ın adını zikredin / Vezkürû-sme-llâhi aleyhi" ifadesindekı "onun / hi " zamiri,

ya avcı hayvan için olabilir bu takdirde avcı hayvanı avın peşine salarken Allah'ın adını anın, demek olur;

ya da, tutulan av içindir, bu takdirde onu boğazlamaya yetiştiğinizde onun üstüne Allah'ın adını anın anlamına gelir.

D- "Allah'tan ittika edin . Şüphesiz ki Allah, hesabi çabuk görendir."

Haramlar konusunda Allahü teâlâ'ya karşı aykırı hareketlerden sakının.

Allahü teâlâ, hesabı çabuk görür veya hesabı çabuk bitirir. Hesap görmeye başlayınca en yakın zamanda bitirir. Her iki takdirde de, büyük, küçük bütün günahlar için sizi sorumlu tutar.

Bu cümlede zamir makamında ism-i celilin (Allah'ın) zahir olarak zikredilmesi, mehabeti arttırmak ve hükmün illetini belirtmek içindir.

4 ﴿