8

"Ey îmân edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şâhidlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kızgınlığınız, sizi adaletsizliğe sevketmesin. Âdil olun; bu takvaya daha yakındır. Allah (a karşı sorumluluk) tan sakının. Şüphe yok ki Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır."

A- "Ey îmân edenler ! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şâhidlik eden kimseler olun."

Allah'ın emirlerini hakkıyla ifa eden, onlara tamamıylc uyan, onları tazım eden, haklarını gözeten ve adaletle şâhidlik eden kimseler olun.

B- "Bir topluluğa olan kızgınlığınız, sizi adaletsizliğe sevketmesin."

Bir topluluğa duyduğunuz şiddetti öfke:

- sizi onlar hakkında yalan şahadete,

- savaşta öldürdüklerinizin kulak, burun gibi uzuvlarını kesmeye,

- onlara sövmeye,

- kadın ve çocukları öldürmeye,

- ahdi bozmaya

- ve aşırı düşmanlıkla diğer helâl olmayan şeyleri yapmaya sevketmesin.

C- "Âdil olun (İı'dilû); bu takvaya daha yakındır ."

Adaletti olmak, emrolunduğunuz takvaya daha yakındır. Allahü teâlâ, bundan önce mü'minleri zulümden men'etmiş ve onun nefsin arzusu olduğunu belirtmişti. Bu cümlede de sarahaten adaleti emir ve bunun takvanın gereği olduğunu beyan buyurmaktadır. İmdi, kâfirler hakkında adalet böyle olmak gerekiyorsa, Müslümanlar hakkında nasıl olmalıdır; düşünülsün.

Ç- "Allah (a karşı sorumluluk)tan sakının."

Cenab-ı Allah'ın, adaletin, takvaya daha yalan olduğunu beyandan sonra takvayı emretmesi, onun her işin direği olduğuna dikkat çekmek içindir.

D- "Şüphe yok ki Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır ."

Cenab-ı Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır ve onların karşılığını size verecektir. Bu hükmün tekrar edilmesi,

ya sebebin değişik olmasındandır; nitekim rivâyete göre birincisi, müşrikler; bu ise, Yahudiler hakkında nazil olmuştur;

ya da adalete fazla ihtimam gösterilmesi ve öfkeyi, bastırmada mübalağa edilmesi içindir.

Âyetin bu cümlesi, makablinin illetini belirtir.

Ism-i celilin zahir olarak zikredilmesi, daha önce defalarca belirtilen sebepten dolayıdır.

8 ﴿