111"Eğer Biz, onlara melekleri indirseydik ve ölüler onlarla konuşsaydı ve her şeyi kefil olarak toplayıp karşılarına getirseydik yine de iman etmezlerdi. Allah'ın dilemesi müstesna. Fakat onların çoğu bilmezler." A- "Eğer Biz, onlara melekleri indirseydik ve ölüler onlarla konuşsaydı ve her şeyi kefil olarak toplayıp karşılarına getirseydik yine de iman etmezlerdi." Bundan önce mucizelerin Allahü teâlâ'nın hükmünde ve üstün hikmetlere dayanan tasarrufunda olduğu, hiç kimsenin hiçbir şekilde onlarda müdahalesi bulunmadığı açıklanmıştı. Şimdi burada 109. âyette işaret edilen hakikat tam bir sarahatle anlatılıyor ve onların şarta muallak iman va'dlerinın doğru olmadığı en mükemmel şekilde ortaya konuyor. Eğer, Biz onların, " Üzerimize melekler indirilseydi ya!" ve" Bize melekleri getirsene!" gibi sözlerine uyarak onlara melekleri indirseydik ve " Haydi atalarımızı getirin; eğer doğru sözlülerseniz..." dedikleri gibi onların atalarını diriltseydik ve ölüler onlarla konuşup bu imanın haklılığına şahadet etselerdi; her şeyi toplayıp Peygamber'in dâvasının doğruluğuna kefil olarak önlerine koysaydık onlar, isyanda ısrarlı ve azgınlıkta çok aşırı oldukları için yine de iman etmeyeceklerdi. Onların küfrüne terettüb eden hüküm işte budur: "Biz de onları tuğyan (taşkınlıkları içinde kör ve şaşkın bırakırız.)" B- "Allah'ın dilemesi müstesna." Hulâsa, imanı gerektiren bütün unsurlar toplandıktan sonra da onlar her hâl ü kârda iman etmezler; ancak Allahü teâlâ'nın dilemesi hali müstesna... Bu istisnadan maksat, Allahü teâlâ her an dileyebilir; binaen aleyh onlarda her an iman edebilirler demek değildir. Aksine, Allahü teâlâ'nın dilemesi imkânsız olduğuna göre onların imanı da imkânsızdır, demektir. Nitekim, "Biz, onların kalblerini ve gözlerini (tersine) çeviririz (taklib ederiz) de onlar evvelce iman etmedikleri gibi yine iman etmezler." mealindeki âyet de buna delildir. C- "Fakat onların çoğu bilmezler." Yani Müslümanların çoğu, o kâfirlerin istediği mucizeler gelse bile iman etmeyeceklerini bilmezler. Çünkü Allah'ın onların imanlarını dilemediğini bilmezler. Bundan dolayı Müslümanlar, onların imanlarını umarak mucizelerin gelmesini temenni ediyorlar. Bu manaya göre, bu cümle, " O istedikleri âyetler gelse de iman etmeyeceklerini siz nereden bileceksiniz?" mealindeki âyetin izahı mahiyetindedir. Yahut müşriklerin çoğu, istedikleri mucizeler geldiğinde de iman etmeyeceklerini bilmezler. Çünkü Allahü teâlâ'nın o zaman da imanlarını dilemediğini bilmezler. İşte bundan dolayı da olmayacak bir şey için en ağır yeminleriyle yemin ediyorlar. |
﴾ 111 ﴿