113

"Ahirete iman etmeyenlerin kalbleri o sözlere kansın, ondan hoşlansın ve işledikleri günahları işlemeye devam etsinler diye bunu yaparlar."

Bu âyette görüldüğü gibi onların âhiret hayâtına inanmadıkları açıkça ifâde edilmiştir. Ancak onlar sadece âhireti değil bunun dışında kalan ve inanılması gereken diğer şeyleri de inkar ediyorlardı.

Âhiret lezzetleri bu dünyada sevimsiz şeylerle kuşatılmıştır ve âhiretin acıları da bu dünyada câzib şeylerle süslenmiştir. İşte bundan dolayıdır ki, âhirete ve onun ahvâline iman etmeyenler, o sevimsiz şeylerin ötesinde lezzetler ve o cazib şeylerin ötesinde de acılar olduğunu bilmezler. Onlar bu dünyada her şeyin ancak dış görünüşüne bakarlar. Bu yüzden de onlar, bu yaldızlı sözlerin ve süslü bâtılların dahil olduğu şehvetleri severler.

Ahirete iman edenler ise, gerçek duruma vâkıf oldukları ve işlerin akıbetine baktıkları için, o yaldızlı şeylere meyletmekten sakınırlar. Çünkü mü'mınler, onların bâtıl ve akıbetlerinin vahim olduğunu bilirler.

Diğer bir görüşe göre ise, bu kelâm makamdan anlaşılan mahzûf bir fiilin illetidir. Yani işte bundan dolayıdır ki Biz, âyette geçen o şeyleri yaptık.

Mutezile (kul, kendi fiilinin yaratıcısıdır, dedikleri için "İşte bundan dolayı Biz, âyette geçen o şeyleri yaptık" tefsirini kabul etmeyip), " kansın, meyletsin, dinlesin, kulak versin" fiilinin başındaki "lâm" harfinin, akıbet veya yemin veya emir için olduğunu söylerler.

113 ﴿